ANA GİRİŞ SAYFASI İLMİHAL KONULARI İLETİŞİM & ULAŞIM BİLĞİ VE GÖRÜŞ İÇİN E - MAİL
 
 
  LAİK DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRETİMİ İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
Eklenme : 07.06.2024
Okunma : 452

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ NEDİR ? 

 

     İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,

     YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN, BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,

     Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK KIYAFETİ TANIMLAMASI,

   “ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR, BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği

     GENÇLİĞE HİTABESİ,

 

     ATATÜRK İLKELERİNDEN olan INKILAP KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken

TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU,

     ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken

BAZI KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU, 

     ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken

BAZI KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU,

TATBİK SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNUNU, 

 

     ANAYASAMIZDA DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ HAKKI NEDİR ?

 

 

     İslam Dininin Sahibi, Allah Zül Celal ve Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamdır,

İslam Dininin Olmazsa Olmazları, Asli Hükmiyetleri, Allah Zül Celalin Ayetleri ve Allah Rasulunun Hadisleridir,

İslam Dininin, Olmazsa Olmazlarını, Ondan Bundan değil,

İslam Dinini Sahibinden, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunden Öğrenin,

 

     İslam Dininin İnancını, İman Etmiş olma şartlarını İbadetlerini ve gereklerini,

Tam ve Doğru olarak öğrenmezseniz, Öğrenmek istemezseniz, Öğrenmeden Yaşarsanız,

Bence diyerek, Yaşadığınızın, Doğru İnanç, İman ve İbadet olduğuna inanır ve yaşarsınız,

Buda bizi, Sapıklaşmaktan ve Sapıklıktan başka bir yere götürmez, götüremez,

 

     Elzem, Olmazsa Olmaz Konuları, Anlam ve Hükmiyet sıralaması ile arka arkaya gelen Ayet ve Hadislerdeki

Hükmiyetlerin, Nasıl ve Ne şekilde Tecelli ettiğini Gerçekleştiğini Kendi yaşamınızdan göreceksiniz,

Kendi yaşamınızdan anlayacaksınız,

 

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    ALİ İMRAN SURESİ AYET 19

“ Mutlakki, Allah Katında Kabul edilecek olan Din, İslam Dinidir,” der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    HUCCURAT SURESİ AYET 7

“ Çok İyi ve Mutlak Biliniz ki, Allah Zül Celal Ayetleri ile,

Rasulu Muhammet aleyhisselam Sözleri ile İçinizdedir, Sizinle beraberdir,” der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    HAŞR SURESİ AYET 7

“ Ben Allah Zül Celal, Rasulum Muhammed Aleyhisselam, Ne yapacağınız, Ne yapmayacağınız konusunda,

Size Helaller, Haramlar ve Amelleriniz, İbadetleriniz olarak Size Neyi verdikse onu alın,

  Rasulum Ne Söylediyse Dinleyin, söylediklerini ve yaptıklarını yapın, yapmadıklarını değil,

  Size Neyi yasaklandı ise, Neyi Haram Kılındı ise Ondan Sakının Kaçının, Onu yapmayın,

Zira bunlar Allah Zül Celal olan Benim ve Rasulunun Hudutları Sınırlarıdır,” der, 

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    ZÜMER SURESİ AYET 3

“ Mutlak bilinizki, İslam Dini, Halis Din, Ancak ve Mutlak,  Allah Zül Celalin ve Rasulunun Dinidir,

( Veliler, Evliyalar, Tarikatlar diyerek, Dinde İhtilaflar, çekişmeler, ayrışmalar çıkarma Dini değildir,)

  Biz Onlarla, bu Velilerle, Evliyalarla, Tarikatlarla, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsın diye tabi oluyoruz derler Ya,

( Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek,) İslam Dininde İhtilaf, çekişme, ayrışmalar çıkaranlara, Dinine ihtilâf Sokanlara,

Nifak Sokanlara, Allah Zül Celal hükmünü verdiği zaman onlarda, sizde göreceksiniz,” der,

 

     ( Allah Zül Celal, Dininizde Fırkalaşmayın, Tarikatlere, Cemaetlere ayrışmayın,

Tezatlığa, Zıtlaşmaya, Cepheleşmeye düşmeyin, Ruhbanlık yapan, Din adamı kisvesindeki, Meczuplara uymayın,

uzak durun, Zira bunlar, aranızda Düşmanlıklar çıkarır, Dininizi Allahın ve Rasulunun Dini olmaktan çıkarır,

Dininiz, Allahın ve Rasulunun dini değil, Ruhbanların uydurduğu, Kendinize uydurduğunuz, Din olur,

Yahudiler, Hrişstiyanlar gibi Ruhbanlaşmayın, Ruhban olan Din Adamlarına Tabi olmayın,

Şirk koşmuş olup, Şirkiniz ilede, İslam Dinini Kaybetmiş olursunuz, ) ” der,

 

     İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    ENFAL SURESİ AYET 39

“ Dininiz Tamamıyla, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

Dininize Fitne Sokanlarla ve Fitne sokanların Fitneleri Yok oluncaya kadar, Mücadele edin, Savaşın,” der,

 

     İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK                    CAMİUL AHLAKIR HADİS No C1 H196

  Sahabeden İbni Şirin (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Sözlerim, Hadislerim konusunda Allah Zül Celalden Korkun,

Allah Zül Celalin Ayetlerindeki, Benim Sözlerimi, Hadislerimi, Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamların, Hükümlerin açıklamalarını Kimden aldığınıza Azami Dikkat ediniz,

Ayetlerdeki, Sözlerimdeki Anlamları, Hükümleri, Anlamları Daraltmadıklarına, Azami Dikkat ediniz,

Zira Ayetler ve Sözlerim, SİZİN DİNİNİZ dir,” dedi der,

 

     Yani, İslam Dinini, Şeyhlik, Müritlik Dini değil, Ruhbanlık Cemaati Dini yaparak değil,

İslam Dinini, Dedeler, Babalar, Bacılar, Pirler Dini değil, Sema veya Semah Fokloru Dini değil,

İslam Dinini, İlahi, Gazel, Kaside, Mevlid, Naat, Şiir, Değiş, Türkü okuma Dini değil,

İslam Dinini, Masal, Hikaye, Kıssa, Menkıbe anlatımıyla İroni Dini değil, Afyon gibi anlatımla Uyuşturma Dini değil,

İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini, Mezheplere uydurulmuş,

                        Mezheplere yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvaları Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikle, Mezhep Dini değil,

İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılıkla, Tarikat Dini değil,

İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine göre, Fetva Dini değil,

     Dinayet, Din İşleri Yüksek Kurulu, Yüksek Atma Dini değil, Güzel Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ Dini değil,

     Bence Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirk Dini Değil,

     Entel Dantel Sosyete İlahiyat Profları Dini değil, İslamcı Yazar Dini değil,

     Yahudiler ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, İlahi ile Dua Dini değil,

     Müslümanın Yahudisi, Hristiyanı Dini değil, Müslümanın Ateistliği Dini değil, Kendi Fikri Dini değil,

     Çağdaşlık, İlericilik, Kemalistlik, Dinine, Modernlik, Şıklık, Cinsel Özgürlük, Cinsel Teşhircilik, Dekoltelik Dini değil,

     Pornfösör Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden, Hayasızlık ve İffetsizlikle, İffetsizlik ve Hayasızlık Dini değil,

     İslam Dininden Nefret ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir, Elkaide Dini değil,

     Dini özgürlük, İfade özgürlüğü diyerek yutturdukları, Laiklik Dini değil, 

     İslam Dinini, Allah Zül Celale Miraç ile, Tamamen Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinde Emrettiği,

Allah Rasulunun Hadislerinde Bildirdiği ve Sünnetlerinde gösterdiği Din, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar,

     İslam Dininin Doğrusunu, Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinden, Allah Rasulunun Sözlerinden,

Hadislerinden, Sünnetinden Öğrenip, Nefislerinizle yapmakla, Doğru olanı Helal olanı yapmakla,

Yanlış olandan, Haram olandan sakınıp kaçınmakla, yapmamakla, Evladlarınıza ve Başkalarına anlatıp Öğretmekle,

Dillerinizle, Doğrusunu söyleyip Yanlışı terk ettirmeye çalışmakla,

Allah Zül Celale, Allahın ve Rasulunun bildirdiği gibi Canla Başla, Gayretle Cehd ederek, ibadet ediniz der,

 

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          İNSAN SURESİ AYET 2

“ İnsanı İmtihan etmek için, Gören ve İşiten Düşünen olarak Yarattım, “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          HUUD SURESİ AYET 7

“ Allah Sizi Yarattım ki, Hanginizin Daha Güzel işler yapacağı hakkında denenmektesiniz,  “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          ZÜMER SURESİ AYET 7

“ Şüphesiz, Allah Zül Celal, Sizin Namazınıza, İbadetinize Muhtaç değildir “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          FATIR SURESİ AYET 15

“ Ey İnsanlar, Siz Allah Zül Celale Muhtaçsınız,” der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          RAAD SURESİ AYET 19

“ Rabbinden, Sana İndirilenin, Hak olduğunu bilen ve kabul eden kimse ile,

Hak olduğunu, İnkar eden kabul etmeyen kimse bir olurmu ? 

Bunu, Ancak Akılı Selim Sahipleri Düşünür ve Anlar “ der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          HUUD SURESİ AYET 24 ve 30

“ Gören, İşiten, Duyan, Gördüğü, İşittiği, Duyduğunun üzerinde Düşünenlerle,

Fasık Kör Olanlar, Baktığı halde görmeyenler, Görmek istemeyenler,

Fasık Sağır olanlar, İşittiği halde Duymayanlar, Duymak istemeyenler Bir ve Eşit olumu, ? 

Haala Düşünmeyecekmisiniz ? Siz Hiç Düşünmeyecekmisiniz ? ”  diye soruyor,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          CAMİUSSAGIR HADİS No 39

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey İnsan oğlu, Rabbine İtaat etki, Düşünceli ve Akıllı olasın,

Rabbine İsyan edersen, İnkarcılardan olursun, “ dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          RAMUZELHADİS HADİS No C/5 S/482 H 3

  Sahabeden Haris (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cahil Olmaktan, Cehaletten şiddetli Fakirlik yoktur,

 Akıldan daha faydalı Zenginlik, Tefekkür ( Düşünmek ) gibi de İbadet yoktur,

Tefekkür etmeden, Düşünmeden İbadet yapmakta yoktur,

( Yani Düşünmeden yapılan bir şey, İbadet dahi olsa size bir faydası yoktur,) ” dedi der,

 

     DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK          NİSA SURESİ AYET 82

“ Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Haala, Gereği gibi Hiç Düşünmeyecekmisiniz, ?

 

     Güya İslam Dinini Anlatıyorlar,

Sadece ve sadece İslamın Tarihi ve Muhterem Zaatlar Menkıbeleri, Kerametleri anlatılıyor,

İslam Dini diyerek, Sadece ve sadece etrafında, Tarihinde, Sahabe ve Muhterem Zaatlar Menkıbelerinde,

Kıssalarında dolaşmayın, İslam Dininin içine, Olmazsa olmaz Amellerine giriniz,

     Zira, YEVMİ MAHŞER HESABIN da,  İslamın etrafında dolaşmaktan değil, Muhterem Zaatlar Kerametlerinden,

Kıssalardan, Hikayelerden, Masallardan sorulacak değil, İslamın Tarihinden sorulacak değil,

 

     İslam Dininin, İman Etmiş olma Şartlarından,                                        SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmazsa Olmaz Amellerini yapıp yapmadığınızdan,            SORGULANACAKSINIZ,

     İslam Dininin, Olmaması Gerekenlerinden,                                            SORGULANACAKSINIZ,

 

     Yani, Mahşerde, İlk Önce, İmanınızın Olup Olmadığından Sorgulanacaksınız,

sonra, İmanınızın Olmazsa Olmaz Şartlarını, Yerine getirip getirmediğinizden Sorgulanacaksınız,

sonra, İbadetlerinizi yapıp yapmadığınızdan ve Eksikliklerinden Sorgulanacaksınız,

 

     İslam Dinine İman Etmiş olmanızı, Yapmanız Şart olan Olmasa Olmaz Amellerini, Yapmamanız Şart olan Olmazları,

İslam Dininin Sahibine, Allah Zül Celale ve Rasulune İspat etmek Zorundasınız, !!!

Hiç, İmanınızı ve Amellerinizi, Sahibine İspat etmeyi Düşündünüzmü ? !!!

 

     Şimdi, Sizin Dininiz, Kimin Dini oluyor ?  Şimdiden düşünerek okuyunuz,  

 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         ZARİYAT SURESİ AYET 56

“ Allah Zül Celal, Ben İnsanları, En yüksek değerlerle Edep ve Haya ile ancak ve ancak Bana İbadet etsinler ve

En yüksek değerlerle, Edep ve Haya, Hak ve Adalet ilkeleri içinde İnsanlığa hizmet etsinler diye yarattım, “ der.

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         KASAS SURESİ AYET 85

“ Rasulum, Kuranı Kerim Okumayı Öğrenmeyi, Öğretmeyi, Tebliğ etmeyi ve Kuranı Kerimin İnsanlar için verdiği,

Sosyal Yaşam biçimine uymayı, Zorunlu FARZ,  bir İbadet kıldık” der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         BELED ( İNSAN ) SURESİ AYET 2, 3 ve 10

“ Biz İnsanı Karmaşık atık bir Lahza Sudan, Yarattık,

“ Kuşkusuz Kendi isteğinizle, Kendi İradenizle, İman edip Şükredici yolda olmanızıda,

İmanı İnkar edip, Nankörlük edip Küfredici yolda olmanızıda gösterdik,

Sizi İmtihan etmek için İşiten ve Gören ve Düşünen yaptık,

( Kendi İsteği ile, İman Edici, Şükredici olabilmesi veya Nankörlük yapıp İnkarcılardan olabilmesi için )

“ Biz İnsana İki Yoluda ( İman Etmeyide, İnkar etmeyi, İmansızlığı da) gösterdik,” der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         SAAD SURESİ AYET 20

“ Sizin Mülkünüzü, İmanınızı kuvvetlendirmek için, Size, Hak olanı Batıldan, Hak olmayan Sapıklıktan,

Sapıtmışlıktan, ayırt edebilme kabiliyeti, Hikmet verdik,”der,   

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         ŞEMS SURESİ AYET 7 ve 8

“ Andolsunki Nefsinizi, Kişiliğinizi, İyilik Yapabilmek, Kötülük yapabilmek, Dindar olabilmek Kabiliyetini,

Takvalı olabilmek, İnkar edip İmansızlık yapabilmek kabiliyetini, İradenize bırakıp Biçimlendirdik,”der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         EN'AM SURESİ AYET 149

“ Üstün Delil, Doğru ve Yanılgısız Seçim, Basiret ve İrade, Ancak ve Ancak Allah Zül Celalindir,

Sizin Hidayeti bulabilmeniz için, Doğru Seçimi, Doğru olanı bulabilmeniz için, Yanılmamanız için,

Allah Zül Celal Size Kendi Basiretinden ve İradesinden, Basiret ve İrade vermiştir,

Doğru Seçimi, Doğru olanı, bulabilmenizi, Yanlışı, Kötüyü görebilmenizi, Hidayete gelebilmenizi,

Sizin Basiretinize ve İradenize bağlamıştır, Siz Doğru yola, Doğru seçime, Hakikate, ulaşmak ve gelmek

isteyeceksinizki, Gönlünüzü İmana açacaksınızki, Allah Zül Celalin Doğru yoluna Hakikatine ulaşacaksınız,

Aksi hali Mümkün değildir, Allah Zül Celal Sizi Zorla Sapıklığa ve Kötü yollara götürücü değildir,

Allah Zül Celal Sizi, Kendi Basiretinizin ve İradenizin akıbetine Terk edendir,

Şayet Seçiminiz Allaha ait olsa idi, Allah hepinizi Doğru ve Hakikat yola iletirdi,  “ der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         MÜNZİRİ HADİS No C/1 S/177 H 1

  Sahabeden Erkam İbni Zeyd (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allahım, Faydasız İlimden, Zarar Veren İlimden, Sana Yönelmeyen Kalpten, Doymayan Nefisten,

Kabul edilmeyen Duadan, Sana Sığınırım diye dua ederdi, “ der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         İBNİ MACE HADİS No 54

     Sahabeden Abdullah Bin Amr (ra) anlatıyor, Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Dini İlimlerin, Dini Bilgilerin, Dini Eğitimin, Asli Kaynağı Üç tür,

Birincisi,          Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart olan Ayetler,

İkincisi,            Amel edilmesi Olmazsa olmaz Şart olan Sözlerim, Hadislerim, Sünnetlerim,

                        Bunlar ve bunları bilebilmek ve Bilinmesi için gerekli İlimler,

                        Amel edilmesi olmazsa olmaz olan Farizalardır,

Üçüncüsü,       Bunlardan, Ayet ve Hadislerin Bildirdiklerinden çıkarılan İlimlerdir,

                        Bu İlimlerin dışında kalan, ( yani Amel edilmesi, İbadet edilmesi olmayan ) Bilgilerin Bilinmesi,

                        Öğrenilmesi ( Yani Kıssalar, Hikayeler,) fazlada Zaruri değildir,

                        Önemli ve Olmazsa Olmaz değildir,” dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZ EL HADİS HADİS No C/2 S/198 H/6

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Kim Müslüman, İslam Dinini Tefekkuh etmekle, İslam Dinin Özünü, İcabatını, Hükümlerini öğrenmekle ve

Üzerinde Düşünmekle Mükelleftir, ve Her Müslümanın Allah Zül Celale Borcudur, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZ EL HADİS HADİS No C/3 S/254 H/3

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Zül Celalin Ayetlerinden, Allahın Rasulu olan Benim Sözlerimden, Hadislerimden,

Sünnetlerimden, hiç olmazsa, İbadetlerinizin ve Amelinizin Doğru olup olmadığını anlayacak kadar,

İslam Dininin Yolunu bulacak kadar, Amelinizin, Çalışmanızın karşılığındaki Durumunuzun,

İslam Dini Hükümlerinde Yerinizin en az Ne olduğu hakkında, kendi yerinizi bulacak kadar öğrenin,

Heyet ilminden de, Kara nın ve Deniz in karanlıklarında, Yolunuzu bulacak kadar öğrenin,” dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         DARİMİ HADİS No 3318

  Sahabeden Abdullah İbni Mesud (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Şüphesiz bu Kur'an, Allah'ın ziyafet yemeğidir. Kuranın ziyafet yemeğinden, gücünüzün yettiği kadar öğrenin,

Şüphe yokturki, Kur'an Allah'ın Nuru ve Faydalı Şifanın da kendisidir. O, kendisine sarılan için koruyucu,

kendisine uyan için Koruyucu ve kurtarıcıdır.  Onun şaşırtıcı şeyleri bitmez. O, çok tekrar edilmekle eskimez.

Kuranı Kerim sapmaz ki, Kuranı Kerim Eğilip bükülmez ki, düzeltilsin. Binaenaleyh,

Kuranı Kerimi okuyun, anlayın, anlatın ve Kuranı Kerimden, Allahın Sizden Razı olmasını isteyin,” dedi der

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         İBNİ MACE HADİS No 243 ve 212

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) ve Osman Bin Affan (ra) anlatıyor, Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ Müslümanların en faziletlisi, Allaha en yakını, Kuran okumayı öğrenip, başka Müslümana öğretendir,

“ Sizin en hayırlılarınız, en Faziletlileriniz, Kuran’ı öğrenenler ve öğretenlerdir,” dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         İBNİ MACE HADİS No 247 ve 249 

  Sahabeden Ebu Said Hudri (ra) anlatıyor,  Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey Alimler, İlim Sahipleri, Muhakkakki İnsanlar Size Tabidirler,

Behemahal Onlar Dinlerinde Fıkıh bilgisini öğrenmek için, ( Hukuk bilgisini, Hak ve Adalet bilgisini ) öğrenmek

için, Dünyanın her yerinden Sizin yanınıza gelecekler, İlim talep eden topluluklar Size gelecekler,

Onlar Sizlerin yanına geldiğinde,  Allah Rasulunun Bizlere Tavsiye Sizlere Merhaba diyerek karşılayın ve

Onlara Sözlerim, Hadislerim, Sünnetlerim, İlimini, Fıkıhı, Bilimi, Hak, Hukuk ve Adaleti Öğretin, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         DARİMİ HADİS No 611

   Sahabeden Fudayl El Ameş (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selemin Ashabı Suffe Mektebinde

 Sahabeden İsmail Bin Recâl, (ra) Çocukları Ashabı Suffe Mektebinde toplar,

Onlara Allah Rasulunun Sözlerini, Hadislerini Okur, Öğrettirdi “ der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZEL HADİS HADİS No C/1 S/81 H 2

  Sahabeden İbni Amir (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Hameleyi Kur'an'a ( Kur'an'ın İlimlerine sahip olanlara) ikram ediniz,

Kim ki onlara ikram ederse, Allah'a ikram etmiş olur, Onlara hürmette de kusur etmeyin,

Zira Onlar Allah Zül Celal indinde Peygamberler Varisidir, Yalnız kendilerine Vahiy olunmaz “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZELHADİS HADİS No C/2 S/183 H/7

  Sahabeden ve Beşinci Halife Muavye (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Ey insanlar! İlim ancak çalışmakla öğrenilir. Fıkıh da öyle, gayretle elde edilir,

Kimki, Allahtan Hayır Murad eder, Gölünü Dinine açarsa, Allahta Onu Dininde Fakih kılar, Anlayışlı Kılar,  ” dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZEL HADİS HADİS No C/4 S/362 H/9

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Kur'anı anlamaya çalışmadan okumakla,  Kur'an okunmuş olmaz, Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi

anlamaya yaşamaya çalışmadan sadece Nakletmekle ilim olmaz, Kur'anı Kerimi, Sözlerimi, Hadislerimi ve

Sünnetlerimi anlamaya çalışmakla, yaşamaya çalışmakla, yaşatmaya çalışmakla,

İlim ve Hidayetle anlayışla olur “ dedi der,

 

    EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ             DARİMİ HADİS No 655

  Sahabeden Es Şami El Utbe (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Herhangi Bir Amel ve İbadet yapmazdan önce, İslam Dininin Amellerini, İbadetlerini, Sözlerimden,

Hadislerimden, Sünnetlerimden İlimle iyice öğrenin, Kuranı Kerim Ayetleri, Benim Sözlerim, Hadislerim,

Sünnetlerim, kendisi ile konuşulmadıkca, Kendiliğinden konuşmaz, Sünnetim ile Amel edilmedikce,

çalışılmadıkca, kendiliğinden amel yapmaz, Sünnetimi, Amel etmeksizin benimsemek,

Sünnetler çokda önemli değildir demek, Yalan Söylemektir, İki yüzlülük demektir,

Benim Gıybetimi yapmak demektir, Başkalarının kusurlarını araştırmak yerine,

Kendi kusurlarınızı bularak onları düzeltmeye bakınız,

  Çünkü durum şu ki, Hakla Bâtılın, Bid adlerin birbirine karışacağı, Ma'rûfun, Doğru olanın, Münker olarak,

Yanlış olarak gösterileceği, Münkerin Yanlışın, Ma'rûf olarak, yani Doğru olarak gösterilip Amel ve

İbadet edileceği, bir zaman gelecektir, Bunun neticesinde Kişiler,  kendisini Allahtan uzaklaştıracak şeylerle,

Allahı kızdıracak, Gazablandıracak şeylerle Allaha yaklaşmaya, Allaha Sevgisini göstermeye çalışacaktır,

  Allah'tan korkun, Çünkü sizler, Günâhlardan, Bid adlerden Titizlikle kaçınmanın zayıfladığı, 

ilmi, onu bozanların öğrendiği bir zaman gelecek, ilim hakkında, içine soktukları hatalardan, Bid adlerden dolayı,

Amellerini, İbadetlerini, Nefislerinin arzularıyla yapacaklar, konuşacaklar,

Hak ile emredilen, Doğru olan Maruf olan Amelleri, İbadetleri, Bid ad olan, Batıl olan, Münker olan, Amellere,

İbadedlere çevireceklerdir, Binaenaleyh onların, Bid ad olan, Batıl olan, Münker olan, Amelleri, İbadedleri

Kabul edilmeyecek ve Günâhları bağışlanmayacak, Kusurları Affedilmeyecek tir,

  Dininizi, İmanınızı, ( Hak ve Hürriyetlerinizi ) Ne yıkar, Ne Yok eder, Biliyormusunuz, ?

Geçmişte, Yahudi Hahamları Tevratı, Hiristiyan Rahipleri İncili, Allahın Kitabını tatbik etmekle açıklamakla,

Makamlarının, Hükümranlıklarının elden gitmesinden, Mevkilerinin altüst olmasından korkmasalardı,

Hileli yorumları ile Allahın Kitabını değiştirmezlerdi, Değiştiremediklerinide gizlemezlerdi,

  O Ruhban Din Adamları, Amelleriyle, Allahın Kitabını değiştirerek,

Allaha Muhalefet ederek, karşı gelerek, aykırı işler yaparak, Mevkilerinin altüst olmasından,

Fitne Fesatlarının ortaya çıkmaması için Toplulukların hile yapma yollarını araştırdılar,

Bunun için Allah'ın Kitâb'ını yorumlarıyla Değiştirdiler, Değiştiremediklerinide gizlediler,

Bu yaptıkları, Onların Hak olan Dinlerini yıktı Yok etti “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         DARİMİ HADİS No 246 ve 294

  Sahabeden Ebu Umame (ra) Ziyâd Bin Lebîd El Ensâri (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İslam Dininin İlmini, Yok olup gitmesinden önce alınız, tahsil ediniz “ dedi, Dehşetle Göğe bakakaldı,

“ Bir Zaman gelecekki, İslam Dini İlimi İnsanlardan alınacaktır, Öyleki onlar, O İnsanlar O (ilimden) hiçbir

fayda göremeyeceklerdir, dedi " Ey Allahın Rasulu, Kur'anı, İlmi okumuş olduğumuz halde O Kuran,

O İlim bizden nasıl alınır, diye sorduk, Allah Rasulu, İşte şu Tevrat, Yahudilerin, Şu İncil, Hıristiyanların yanında

(mevcut bulunuyor) Peki, onlara ne faydası oluyor ? Yakın Zamanda, Huşu içinde Cuma Namazı Kılmak için

Mescide, (camiye) gireceksin de, orada Huşu sahibi, Anlayış Sahibi, hiç kimse Görmeyeceksiniz, dedi,

  Bundan sonra, Vallahi, Kuranı, İlmi okuyacağım, Kadınlarımıza ve Çocuklarımıza okutacağım dedim,

Bunun üzerine Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bana, 

" Ey Ziyâd, Sen hakikaten, Fakihlerdensin (derin kavrayışlı alimlerindensin) “ dedi der, 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         DARİMİ HADİS No 303 ve 304

  Allah Rasulunun Damadı ve Ehli Beyti Hz Ali (ra)  Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

" Gerçek Fakih, İnsanları Allah'ın Rahmetinden Ümitsizliğe düşürmeyendir,

Allaha İsyan etmek demek olan hususlardan, Allaha İsyan etmekten, ettirmekten Şiddetle sakındırandır,

Allah'ın azabından kurtuluşun ancak ve ancak Allahın Rızasını kazanmak olduğunu,

Allahın Azabından başka şekilde kurtuluşun olmadığı esasında, azabtan kurtuluşu Menkıbelerle, Hikayelerle,

Masallarla Emin kılmayandır, Kur'anı Kerim İlmini, Sözlerim, Hadislerim, Sünnetlerim İlmini Tahsil edip öğrenip,

öğrenmeyi isteyip daha sonra, İslam Dinine Sonradan uydurulan Bidad Amellere, Hurafelere meyletmeyen Kimsedir,

   Durum şu ki, Kendisinde İlminde, Anlama, Anlaşılma ve Anlayış olmayan ilimde, Bilimde,

Kendisinde düşünme ve Düşünce olmayan Okumada hiçbir Hayır, iyilik ve Fayda Yoktur,

İçinde ilim olmayan, İlimle yapılmayan İşlerde, Amellerde, İbadetlerde,

Hiçbir Yarar, Fayda, İyilik ve Hayır yoktur, olamaz " dedi der,

 

     Yani, Bu  Ayet ve Hadislerdeki alınacak Ders, Şayet Dininizi ve Diğer İlimleri Bilgileri, İlkönce Siz,

Tam ve Doğru olarak Öğrenir ve Sonrada, Kendi Kadınlarınız ve Çocuklarınızdan başlamak üzere Öğretirseniz,

Allahın ve Rasulunun Sevdiği Taktir ettiği, Fakih, Takva Sahibi İnsanlardan olursunuz der, 

 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         TİRMİZİ HADİS No 2952 ve 2950

  Sahabeden Cündüp Bin Abdullah (ra) ve İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, 

“ Her kim Kur’ân ayetleri hakkında Bilgisizce ve Kasıtlı olarak, kendi görüş ve zanlarına göre

Kuran Ayetleri hakkında Aldatıcı yanıltıcı ve değiştirici şekilde konuşur ve hüküm verirse,

Cehennemdeki yerine Hazır olsun, Şüphesiz O kimse Sapıklıktadır, Sapıtmışlıktadır ” dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         DARİMİ HADİS No 311

  Sahabeden Hz Ömer (ra) hın  Oğlu Abdülaziz (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Vakıa Şu ki, Her Kim yada Kimler, İlimsizce, Bilgisizce, Bence veya Bizce böyledir diyerek,

ibâdet yapmaya kalkarsa, Bence veya Bizce, İslam Dinindeki Ameller İbadetler böyledir, demeye kalkarsa,

İslam Dininin Amelleri, İbadetleri konusunda Bilgisizce, Edepsizce ve Pervasızca Münakaşa ederse, 

Bence veya Bizce diyerek yaptığı Amelleri, İbadetleri ile İslam Dinini Bozmuş olur, Tahrip etmiş olur,

İnkar etmiş olur, İslam Dinine karşı Savaş açmış olur,  Kendince İslam Dininin Amellerini,

İbadetlerini daha iyi anladığını ve düzelttiği sandığı şeylerle, Bidad larla, Uydurmaları ile düzelttiğini sandığı

fakat bozduğu, Tahrip ettiği Dini ile Hüsrana düşecektir, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         CAMİUSSAGIR SUYUTİ HADİS No 65 ve 66

   Sahabeden Abdullah Bin Mesud (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Cahilleri Öğretmeyen, Alimlerin, İlim adamlarının Vay Haline, Vaylar Haline,

Alimlere, İlim Adamlarına İtaat ediyorum diyerek, Öğrenmeyenlerin Vay Haline, Vaylar Haline,

Din Alimi sıfatındaki Riyakar Fasık ve Kötü huylu Din Adamlarından, Ümmetimin Vay Haline, Vaylar Haline,

  Zira Halk, Fasık olup olmadığını ayırt edemeden, bilemeden İlim Adamlarının, Bilim Adamlarının, Davranışlarını

ve Söylediklerini alır, Onların Söylediklerini, Yaptıklarını, İslam Dinine uygun olduğunu sanarlar,

  Halk, Bu Fasık Din Adamlarının Söylediklerinin ve Yaptıklarının doğru olduğunu sanarak Onlara tabi olduklarında,

Sapıttıklarının farkında dahi olmayarak İslam Dininden çıkmış olurlar, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         İBNİ MACE HADİS No 3753

  Sahabeden Abdullah Bin Amir Bin El As (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“( Din Adamlığı ile, Ruhbanlık ile Gösteriş yapan, Dini bir mevzunun, Asliyetini, Hükmiyetini  Masallaştıran,

Hikayeleştiren, bununla Şöhret sahibi olan, ) Riyakar kişilerden başkası, Millete, Halka, Topluma,

Kıssa olarak anlatıp Milleti uyutmaz, Riyakar olmayan Kişilerden başkasıda Onları dinlemez “ dedi der,

 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         TAHA SURESİ AYET 132

“ Rasulum, Ailene, Ehli Beytine, Yakınlarına ve Ümmetine Namaz kılmayı Emret,

Kendinde Namaza Sımsıkı sarıl, Namazını kılmaya Sabırla devam et,” der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         CAMİUSSAGIR HADİS No 1972

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Çocuğun, Küçük yaşta iken bir şey örenmesi, ( İslam Dinini ve Diğer Eğitim bilgilerini öğrenmesi,)

Hafızasına alması, Mermer üzerine kazılarak yazılan yazı gibi kalıcı olur,

   Kişi, Çocukluktan, Ergenlikten, Gençlikten çıkıp yaşlandıktan sonra bir şey öğrenmesi,

Su Üzerine yazılan yazı gibidir, anında kaybolur hiçbir işe yaramaz, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZELHADİS HADİS No C/4 S/391 H/7

  Sahabeden Ebu Derda (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ İlimi, Bilimi, Kuranı Kerimi, Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi, Dininizi, Çocukluğunuzda Küçükken

Öğrenmek, Taşın, Kayanın, Beyaz Bir Mermerin üzerine yazılan, yapılan bir Nakış gibidir, Hiç unutulmaz,

  Orta yaşınıza veya İhtiyarlığınıza geldiğinizde Öğrenmeye çalışmak, Su üzerine yazılan Yazı gibidir,

Su üzerinde ise Hiçbir Yazı kalmaz, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZ EL HADİS HADİS No C4 S340 H12

  Sahabeden Cabir (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her doğan Çocuk, İslam Fıtratı üzerine doğar,  Akıl Baliğ olunca,

Kendi Kendini Kendi Aklı ile yönetebilme yaşına gelince, Lisanı gönlündekine tercüman olunca,

ya Müslüman Bir Kul, Yada Allah Zül Celale Küfreden Kafir bir Kul olur, Dinini Kendisi seçmiş olur, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         MÜSLİM HADİS No 2658

   Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Her Doğan Çocuk, İslam Dini Fıtratı, İslam Dini üzere doğar, Sonra Anne ve Babası,

O Çocuğu Yahudileştirir, veya Hiristiyanlaştırır, veya Mecusileştirir, Kendi Dinine yöneltir, 

Yani Herkes Kendi Dinine tabidir, Hangi Dini seçerse, O Dinde devam eder “ dedi der,

 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZEL HADİS HADİS No C/2 S/158 H/5

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Önemsemediğiniz için, gerekli önemi vermediğiniz için, Dininizden ilk kaybedeceğiniz İbadetleriniz,

Emaneti yerine getirme İbadetiniz ve sonra da Beş vakit Namaz ibadetiniz olacaktır” dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         TİRMİZİ HADİS No 407

  Sahabeden Rabi Bin Sebre (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Çocuğunuz yedi yaşına geldiği zaman, Ona Namaz kılmayı öğretin ve Namaz kılmasını Emredin,

On Yaşına geldiğinde halen Namaz kılmıyorsa, Çocuğunuz Size Asi oluyorsa

( Anaya ve Babaya Asi olan Çocuk Allahada Asi olur,)  dövmek suretiyle cezalandırın, Asiliğinden vazgeçirin,

Namazını kılmalarını ve devam etmelerini sağlayın,  ” dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZ EL HADİS HADİS No C/1 S/99 H/9

  Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor,  Allah Rasûlu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

“ Allah Cennette olan birinin derecesi yükseltir, Derecesi yükseltilen ise,

Yarabbi bu derecemin yüksekliği nereden ileri gelmektedir diye sorduğunda, Allahta Ona, Çocuğun Namaz kıldı ve

senin için Tevbe istiğfar etti de onun için Derecen yükseltildi, diye cevab verecektir,“ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         BUHARİ HADİS No 255

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,  Allah Rasûlu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, “ Her Kim, Bizim Kıblemize

Kağbeye yönelerek, Bizim Kıldığımız Namazı kılar, Kestiğimizi yerse, Allâhın ve Rasûlunun Ahdü Emânını

hak eden Gerçek Mümin Müslüman işte odur, Artık Allâh`a ve Resûlüne karşı öyle olan bir kimsenin,

Kağbeye yönelerek Namazını kılmaya çalışan Kimsenin, Ahdü Emânına Hıyânet etmeyiniz, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ             ABESE SURESİ AYET 1, 2, 3, 4, 11 ve 12

“ Ey Dinine Yüz çeviren, Ey Dini bilgiye Yüz çeviren, Ey İbadete Yüz çeviren, Ey Namaz kılmaya Yüz çeviren,

Ey Dinine Kör olan, Ey Dini Bilgiye Kör bakan, Ey İbadete Kör olan, Ey Namaz Kılmaya Kör olan,

Dinine Ağma olma, Dinine, İbadetlere Kör bakan olma,” 

“ Günahlarından, Hatalarından, Kusurlarından arınmak için,

Dinini, İbadetini, ilk önce kendin öğreneceksin, ibadetini yapacaksın, sonrada öğreteceksin,

Öğretmek banamı kaldı demeyeceksin,

Öğrettiğine ihtiyaç hissetmeyene, Anlattığına kulak asmayana dahi yüz çevirmeyeceksin,

Bu Kuranı Kerim, Size bir öğütler, Bir Kurallar Nasihatidir, Dilerseniz artık düşünürsünüz, ” der

 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZ EL HADİS HADİS No C2 S170 H 2

  Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,  “ İyi biliniz ki,

Sizden Her Kim Kur'anı öğrenir, Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi Öğrenir, ve Onda olanı Anlamaya gayret

gösterir anlarsa ve Anladığınıda Öğretirse, Bende onun Cennete sevk edicisi ve delili olurum, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         İBNİ MACE HADİS No 2699 ve 2701

  Sahabeden Abdullah Bin Ömer ve Cabir Bin Abdullah (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Müslüman Bir Kişinin, Vasiyet edeceği Meşru bir şeyi bulunup da, Vasiyetini yanında yazılı bulunmadan

iki gece geçirmesi, Doğru değildir, Müslümanlardan Her Kim, Vasiyetini yazmış ve vasiyeti yanında olarak

ölürse, O Kimse, Benim Sünnetime Riayet etmiş,Takva ve Şehadet üzerine,

Bağışlanmış olarak ölmüş olur,” dedi der,

 

     İslam Dinini Direkt Kendi Kaynağından, Allah Zül Celalin Ayetlerinden, Allah Rasulunun Sözlerinden

Hadislerinden öğrenmek ve öğretmek için, Anlam ve Hüküm sıralamasına yazmaya gayret ettiğim

Ayet ve Hadislerden İlmihal diye isimlendirdiğim Yazım, Evladına Güzel bir Terbiye vermek,

Evladına Güzel Bir Zenaat, Bir Meslek öğretmek, Benim Kızıma ve Oğluma onlarında abu evladına Vasiyetimdir,

 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         RAMUZ EL HADİS HADİS No C/3 S/336 H/2

  Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Rasullulah Sallalhu Aleyhi ve Selem,

“ Kalbinde, İlimden, Bilimden, Hikmetten, Fıkıhtan, İslam Dini Bilgisinden bir bilgi olmayan, Harap olmuş biridir,

İlimden, Bilimden Hikmetten, Fıkıhtan, İslam Dini Bilgisinden bir bilgi Öğrenin ve Öğretin, Tahsil edin,

Sakın Cahil olarak ölmeyin, Zira Allah Zül Celal Yevmi Mahşerde, Cahilliğiniz için Mazeretinizi,

yani Bilmiyordum demenizi kabul etmeyecektir, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         İBNİ MACE HADİS No 4049

  Sahabeden Huzeyfe Bin El Yaman (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,

“ Elbiseniz, Kıyafetiniz eskidiği gibi, İslam Dininin İbadet Hükümlerine olan Bilginiz ve İmanınızda eskiyip

gidecek, Öyleki, İslam Dininde olduğu halde, İslam Dinine İman ettiği halde,

İslam Dininin İbadet Hükümleri Nedir, Namaz Nedir, Oruç Nedir, Hacetmek ve Umre yapmak Nedir,

Zekat vermek, Sadaka vermek Nedir, Edep ve Haya Nedir, Konusunda Tek bir Ayet yada Hadis Hükmünü

öğrenmeyecekler, Öğrenmek İstemeyecekler, Öğrenmek ve yaşamak istemediğindende Bilinemeyecektir,

Onların İhtiyarlarından, Erkek ve Kadınlar, Bir Tek Ayet ve Hadis Hükmü dahi bilmezken, Öğrenmek

istemezken, Biz Dedelerimizden, Babalarımızdan Sadece “ La İlahe İllallah, “ kelimelerini duymuşduk,

İslam Dininden sadece Bildiğimiz budur ve Din olarak Sadece bu Kelimeleri söyleriz diyecekler,

Lakin, Kuranı Kerim Ayetlerinin ve Hadislerimin Hükmünü Bilmeyenler, anlamayanlar, anlamak istemeyenler

için, “ La İlahe İllallah, “ Kelimeleri, ( Onlar için sadece Bir Tekerleme Gevelemeden ibaret olduğu için )

Ahirette Onlara bir kurtuluş olmayacak, vermeyecektir,“ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         DARİMİ HADİS No 3309

  Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

" Şüphesiz içinde Kur'an'dan birşey bulunmayan, Kuranı Kerimi okumayan, anlamaya çalışmayan, anlatmayan 

Kimse, İçinde hiçbir şey bulunmayan ve oturulamayacak kadar harap pis bir Ev gibidir " dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ                         DARİMİ HADİS No 3312

“ Ebû Hüreyre ra anlatıyor,  Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

" Hakikaten İçinde Kur'an okunan, anlatılan, anlaşılan Ev, Sakinlerine genişler, O Evde Huzur ve Hayır Çok olur,

Melekler O Eve dolar, Şeytanlar O Evi terkeder,

  İçinde Kur'an okunmamakla ise, Ev sakinlerine daralır, Melekler O Evi terkeder, Şeytanlar O Eve dolar,

ve O Evin Huzuru Hayrı olmaz, Huzursuzluğu, Buhranı, Ruhi sıkıntısı, Geçimsizliği Çok olacaktır, " dedi der,

 

     Şimdi Soruyorum, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunun söylediği zaman, Bu Zaman değimli ?

 

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ             RAMUZ EL HADİS HADİS No C4 S362 H4

  Sahabeden Abdullah İbni Cerad (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

“ Gözü kör olan değil, Basireti Kör olan, ( görmesi elzem olan şeyi görmeyen )  Kimse kördür, “ dedi der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ             HAÇ SURESİ AYET 8

“ İnsanlardan Kimileri, Dini veya herhangi bir konu üzerinde bilgileri olmadan,

Dini veya herhangi bir konuyu bilmeden, öğrenmeden, nede bir öğreteni olmadan,

Doğru güvenilir bir kaynağı kitabı olmadan, kendi zanlarına göre tartışırlar, hüküm yürütürler,

karar verirler, yargılar ve cezalandırırlar “der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ             ENFAL SURESİ AYET 22

“ Hiç Şüpheniz olmasınki, Allah Zül Celale, İnsanların En Kötüsü, En Şerlisi, En Çirkefi,

Allah Zül Celalin Yarattıklarını ve Ayetlerini Hiç Düşünmeyenlerdir,

  Hiç Düşünmemekle, Allah Zül Celalin Emir ve Yasaklarını Anlamaya çalışmayanlardır, anlatmayanlardır,

Allah Zül Celalin Emir ve Yasaklarına Sağır olanlardır, Kör olanlardır,

  Yeryüzündeki Canlıların en Kötüsü, En Çirkefi,

Gerçeği Akletmeyen, Düşünmeyen, Sağır ve Dilsizmiş gibi davrananlardır, “ der,

 

     EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ             ARAF SURESİ AYET 179

“ Andolsunki, Çoğu Kadınlarınız ve Erkekleriniz, Sanki Cehennem için yaratılmış gibi hareket etmekteler,

Onların, Gözleri var, Gözleri ile görmeye çalışmazlar,

Kulakları var, Kulakları ile işittiklerini anlamaya çalışmazlar,

Kalbleri, Beyinleri var, Lakin, Onlarla düşünmezler,

İşte Onlar Aşağılıkların aşağısı Mahlukatlardır, “ der,

 

 

     Kuranı Kerim Surelerinde, Allah Rasulunun Hadislerinde, Geçmiş Kavimlerin Hikayeleri veya Masalları vardır,

Lakin Bu Hikaye ve Masallarda dahi Günümüze ait Hükümler vardır, 

Bugün Din Adamı diye Kimi, Kimleri dinliyorsanız, Kuranı Kerim Surelerinde, Allah Rasulunun Hadislerinde ve 

Sünnetlerinde bulunan Hükümleri, Hikayeleştirerek, Masallaştırarak, Yok ederek anlatmaktadır,

Kişiyi, Dini Hükümler konusunda aldırmazlığa, uyuşukluğa, önemsizliğe sevk eden Masal, Hikaye anlatmaktadır,

Dini asliyeti, Dini Hükmü değilde, Asliyetle Hükümle ilişkisi olmayan, Kişinin yaşantısına bir faydası olmayan,

Masallar, Hikayeler, Menkıbeler, Nakaratlı değişler, anlatmakta, Milleti uyutmakta,

Kuranı Kerimdeki Kıssalar, Hadislerdeki Kıssalar, Size göre sadece Masal ve Hikayemidir ?

Kuranı Kerimdeki Kıssalardan veya Hadislerdeki Kıssalardan,

Bu günümüze, Kendinize, Toplum Yaşamınıza, Sosyal Hayatınıza, İşlerinize alacağınız Hükümler yokmudur ? 

 

     Ben Müslümanım diyeni, Sadece ve Sadece Allahın Kitabı Kuranı Kerimdeki Ayetlerindeki ve

Rasulunun Sözleri Hadislerindeki, Sünnetlerindeki İfadeler bağlar,

Allah Rasulunun Hiçbir Sözü ve Sünneti, Kuranı Kerim Ayetleri hilafına değildir ve olmaz,

Şayet Ayetlere Hilaf olan bir Söz yada Fiil, Hadis ve Sünnet olarak veriliyorsa, Bu ne Hadis Nede Sünnettir,

Tamamen Ruhbanlık Hurafesi ve Saltanatı içinde bir Uydurmadır, Ruhban Hurafeleri olan,

Ayet ve Hadislerin hilafına herhangi bir söz yada ifade, Ben Müslümanım diyeni bağlamaz, 

 

     Şayet, Kuranı anlatan, Allah Rasulunun Sözlerini anlatan, Hadislerini anlatan, Sünnetlerini anlatan,

Çobanın Koyunlara Kaval Çaldığı gibi anlatırsa, Dinleyenlerinde Koyunun Kaval Dinlediği gibi dinlerse,

O Ayet ve Hadislerden Kendisine hitap eden şekli ve hükmü anlamaya çalışmazsa, yaşamına,

Sosyal hayatına uygulamazsa, Ayet ve Hadisleri dinlediği yerden, Koyunun Ağıldan Meradan çıktığı gibi çıkarsa,

Sonra Dahada ileri giderek Bence Şu şekil olması gerek Benim Kalbim temiz demeye kalkarsa,

O Ayet ve Hadisler Anlatanada, Dinleyenede hiçbir şey vermez, Kendi Kalbinin Temizliği sapıklığında boğulur

kalır, Artık Hiçbir olumsuzluktan şikayet etmeye hakkı kalmaz,

 

     Kuranı Kerim ve Hadis Tercümelerine ulaşılabilmesi Çok zor, yada İmkansız bir şey değildir,

Kuranı Kerim Ayetlerinden ve Allah Rasulunun Sözlerinden, Hadislerinden,

Kendilerini Nasıl anlattıkları, Nasıl tanımladıkları Ayet ve Hadisleri Okuyun Öğrenin Alın Verinki,

Üzerinde Düşünmeyi, Felsefe yapmayı, Tartışmayı, birazda herkes kendisi yapsın, Yani,

Aynı Ayet ve Hadislerdeki yönlerden, Adreslerden, Ticaretle ilgili olanları, Ticaret adamları görür,

Mevzuatla ilgili olanları, Mevzuat adamları görür, Tıp la ilgili olanları Tıp adamları görür,

Teknoloji ile ilgili olanları, Teknoloji adamları görür, Tarihle ilgili olanları, Tarih adamları görür,

Sosyoloji ile ilgili olanları, Sosyoloji adamları görür, Askerlikle ilgili olanları, Asker olanlar görür,

Bunun gibi diğer alanlarıda sıralayın,

     Kuranı Kerimdeki Ayetlerin ve Allah Rasulunun Sözlerinin, Hadislerinin,

Düşüncesinin, Felsefesinin, Daha üstünü ve Daha Doğrusu yoktur, Bulamazsınız,

Kuranı Kerim Ayetlerinde ve Allah Rasulunun Sözlerinde, Hadislerinde, sayamayacağınız kadar çok,

Düşünce, Felsefe ve Adres vardır, Mesela, sadece Topraktan çıkanı sayabilirmisiniz ?

     Ancak ve Ancak Allah ve Allah Rasulu ifadeleri, sayamayacağınız kadar anlam ve Adres taşır,

İnsan İfadelerinde böyle farklı yönler, Anlamlar, Adresler varmıdır ?

İslam Dininin Nasıl bir Mucize olduğunu anlayabildinizmi ?

 

     Allah Rasulunun, İfade ettiği gibi, “ Her Doğan Çocuk, İslam Dini Fıtratı, İslam Dini üzere doğar,

Sonra Anne ve Babası, O Çocuğu, Yahudileştirir veya Hiristiyanlaştırır veya Mecusileştirir, Kendi Dinine yöneltir,”

 

     Müslümanın Yahudiliği, Müslümanın Hristiyanlığı Dinine yöneltirler,

Din Konusunda, İnanç konusunda, Vicdan konusunda, Allah Zül Celalin ve Rasulunun Sözüne değil,

Kendi Aklının, Kendi Fikrinin Üstünlüğü kabulu, Ateistlik, Deistlik Dinine yöneltirler, 

     Çağdaşlık, İlericilik, Kemalistlik, Dinine, Modernlik, Şıklık, Cinsel Özgürlük, Cinsel Teşhircilik Dinine yöneltirler,

     Çocuk, Akıl Baliğ, Akıl yaşına geldiğinde, kendi seçimini, Kendi iradesi ile, kendisi seçebilir, yapabilir

yaşına geldiğinde, Ebebeynininden aldığı Dinde, aynı şekilde devam ederse,

İslam Dininin Sahibi Allah Zül Celalin ve Allah Rasulunun Dini olmayan şekilde devam ederse, Nereye gider ?

Bana değil Kendinize sorun,

 

    Ziya Paşanın İfadesi ile, “ Ainesi iştir Kişinin, Laafa bakılmaz, Görünür Aklı, Kişinin Sinesinde,”    

 

     Allah Rasulunun, “ Her Doğan Çocuk, İslam Dini Fıtratı, İslam Dini üzere doğar, Sonra Anne ve Babası,

O Çocuğu, Yahudileştirir veya Hiristiyanlaştırır veya Mecusileştirir, Kendi Dinine yöneltir,”

sözünü şimdi iyi anladınızmı ?   

 

     Soysuz Demokratlar, “ Laiklik, Herkesin Dinini seçmesi ve yaşaması özgürlüğüdür,” derler,

Lakin, İslam dedinizmi, Hemen Dini Siyasete alet etmeyin derler,

     Kendilerince İcad ettikleri Laiklikle, Laiklik Dinine inanırlar, Zira, kendilerince uydurdukları Laiklik Dininde,

İslam Dinine Amansız derecede alerjileri, proplemleri olduğu için,

İslam Dini hariç, bütün inanışlar ve hareketler serbesttir,

Zira, Bu Kavramların peşinde koşanların, Allah ve Rasulunu Dini ile, İslam ile, Bağdaşıklıları varmı ?

 

     Laiklik, Kavramını Birde Allah Zül Celal, Kuranı Kerim ve Allah Rasulunden dinleyin,

Söyledikleri gibi olmayan, Soyunu Reddeden, Soyunu Silen Demokratlardan değil,

 

     Laiklik Kavramı Yazımın LAİKLİK ve İslamda Devlet Rejimi bölümündedir,

 

 

     İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,

     YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN, BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,

     Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,

     CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK KIYAFETİ TANIMLAMASI,

   “ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR, BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği

     GENÇLİĞE HİTABESİ,

 

     Atatürk,

 

   “ LAİKLİK, Genel anlamda, Din İşlerinin, Millet ve Devlet işlerinin birbirinden ayrılması demektir,

     LAİKLİK, Din, İbadet ve Vicdan Özgürlüğü, Sınırsız ve Sataşılamaz Doğal Hakların tanımıdır,

                    Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlarının, Din, Dini İbadet ve Vicdan Hürriyeti demektir,

                    Bütün Yurttaşların, Din, İbadet ve Vicdan özgürlüğü yaşamı demektir,

                    Yurttaşların içinde, Çeşitli Dinlerin Mensubları hakkında, Din ve Vicdan Hürriyetine uyulması ile,

                    Eşit Adalet uygulamakla vazifeli olan Hükümet ve Mahkemeler,

                    Adil, tarafsız ve Eşit Adalet uygulaması mecburluktur,

     LAİKLİK, Devlet Rejimi Biçimi demektir, Devletin İdaresindeki Yetkileri ile, Şahıs Rejimi Keyfiyeti biçimi değildir,

     LAİKLİK, Dinsizlik olmadığı gibi, Din İşlerinin, Millet ve Devlet İşleri ile karıştırılmaması ile,

                    Kasde ve Kasdi fiile dayanan Taasupkar hareketlerden sakınmaktır,

    LAİKLİK, Din ve Devlet işlerinin ayrılığı demeksede, Behamahal, Dini Kendinden ayırmak demek değildir,

                    Herkesin Mutlak, bir İnancı ve Dini vardır, Hiçbir İnsanın, İnancını Kendinden ayırması mümkün değildir,

                    Hiçbir İnsan, İnancını kendinden Ayırmaz, ayıramazda, Zira, Ona göre hareket ve iştigal eder,

 

     Her fert, İstediğini düşünmek veya İstediğine inanmak, Seçtiği Dinin İcaplarını yapmak veya yapmamak,

Kendine mahsus Siyasi bir fikre malik olmak, Hak ve Hürriyetine sahiptir,

Hiç Kimsenin, Fikrine ve Vicdanına Hakim olunamaz,

 

      Dinler Vardır ve Lazımdır, Bizimde, Temeli Çok Sağlam bir Dinimiz vardır, 

İslam Dini, Şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey ihtiva etmez, 

Müspet Bilimlerin Temeline, Akla, Fenne, İlme dayalı, Fikir Terbiyesinde, Hakiki olan Mantığa dayalı,

En Tabii, En Makul, En uygun olan Din, Bizim Dinimiz İslam Dinidir, ondan dolayıdırki, En son Din olmuştur,

 

     İslam Dininde ve Türkiye Cumhuriyeti Ulusumuzda, Herkes Eşittir, Hepimiz Eşitiz,

Hiç Kimsenin İnancı, diğerine bir Üstünlük değildir, Kimsenin Kimseye Üstünlüğü yoktur,

Devletimiz içinde, Hiç Kimse, Dininden dolayı ayrıcalıklı olamaz, bu Geçmiş Tarihimizde de böyle ola gelmiştir,

 

     Bizim, Milletimiz, İslam Dini ve Kendi Lisanı ile kuvvetli iki fazilete maliktir,

Hiçbir kuvvet Bu faziletleri milletimizin, Kalp ve Vicdanından çekip alamayacaktır ve alamaz, alamayacaktır,

Hakikate bizzat nasıl inanıyorsam, Dînimize de öyle inanıyorum,

Kasdi Fiillere dayanan, Taassupkar hareketlerden, hakaretlerden Sakınmakla, Her Dinede Saygı gösteririm,

 

     İslam Dininde Zorlama yoktur, Dinin ve Devletin işleri ayrıdır, Şahsi İbadetlerimiz ayrıdır, Devlet işlerimiz ayrıdır,

Dinimizin Şahsi İbadetleri Devlet işi değildir, Lakin, Hak ve Adalet ölçüsünde olan tüm Devlet İşleri dahi İbadetimizdir,  

 

     Geçmişini, Tarihini, Kimliğini, Milliyetini, Medeniyetini, Dinini, doğru öğrenmeyen Milletlerin,

Ayakta kalması mümkün değildir,

     Her Kişi, İlmi, Fenni, Vicdani düşünen Fikrini, Dinini, Din İşlerini, İmanını, Milliyetini, Kişiliğini,

Geçmişini, Tarihini öğrenmek için bir yere Muhtaçtır,

     Herkes, Kendi Geçmişinin, Tarihinin, Kimliğinin, Medeniyetinin,

Kendi Dininin, Doğrusunu,  Asliyette Doğru yerden Öğrenmek Hak ve Hürriyetine sahiptir ve dahi Mecburiyetindedir,

     Tarihimizi, Kimliğimizi, Medeniyetimizi, Dinimizin Hükümlerini, Eşit olarak öğrenmeye, Mecburuz,

Hiç Kimse, Hiç Kimsenin, Dinini Öğrenmesine ve yaşamasına engel bir müdahil olamaz, Müdahil olunamaz,

Sahte Dindarlarla, Gerçek Dindarları, Dini Simsarlık yapanlar, Din Simsarlığı yapanlar, ancak,

Gerçek Din Eğitimi ve Öğretimi ile ayırt edilebilir, ORASIDA OKULDUR,

 

     İyi biliniz ve Dikkat edinizki, Milletin hâkimiyetini bir şahısta yâhut mahdut eşhâsın elinde bulundurmakta

menfaat bekleyen Câhil, Gâfil insanlar vardır, Nihâyet milletin kulağı bunların terennümâtı ile dolar,

o telkînâtı îcâb-i din, yada benim icabatım hakîkatını mahz telakkî etmişlerdir,

Kendilerini, Mevhum kuvvetin mümessili olarak tanırlar, bundan zevk alırlar,

Bu gibiler, Maneviyatlı İnsanlara mürtecî, Hareketlerine de irticâ derler,

Nitekim, Onların etrâfındaki menfaatperestler, Benim kisveme yahut Dinin kisvesine büründürerek

bütün milleti iğfâle, idlâle çalışırlar ve çalışmışlardır, çalışmaktadırlar, 

 

     Katîyetle ve bilâpervâ söylerim ki, Hâkimiyeti Milliyemizin bir zerresini şu veya bu sûretle takyit etmek isteyenler

en koyu mürtecîdir, Öylelere karşı milletin yapacağı şey, onların fikirleri söylemini parçalamak, kabul etmemektir,

     Türk Milleti dahada Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,

( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)

 

     Türklere istiklâlini veren, Bizim Dinimizde, İslam Dininde Ruhbanlık yoktur,

     İslam Dininde Ruhbanlık olmadığı halde, Meczup, Bâtıl, Sunî îtikatlardan ibaret Tarikatlar, Cemaatlar dini vardır,

İslam Dininin En Hakiki Tarikatı, Cemaati, İslam Dini Medeniyetinin Kendisidir,

Hiç Kimse, bir Tarikata, Cemaata bağımlı olmak zorunda değildir,

Devletimizde Bir Meczup bir Tarikata yada Cemaata Bağlı değildir, Bağlı olamaz, 

Eğitim ve Öğrenim yerleri Ruhbanlar ve Ruhban Kurumları değildir,

Ruhban Din Adamları, Devletin İdare İşlerine, Devlet yönetimi ve İdarecilerde Dinin İbadet İşlerine karışamaz,

 

     Türkiye Cumhuriyeti, Gerçekte İslam Dini ile alakası olmayan, Milleti, İslam Dininin içinde ayrıştıran,

Zıtlaştıran, Meczup Tarikatlar, Meczup Cemaatlar,  Ruhban Şeyhler, Dervişler, Müritler Devleti olamaz,

Fetvâ ile veyahut, şu ve bu gibi telkînâtla milleti irticâya sevk etmek isteyenlerin yeri zindan olacaktır,

Dinimiz, Mezhepler, Tarikatlar hiçbir zaman, Kişi ( İdeolojisi ) Siyaseti aleti olarak kullanılamaz,

bunları benimsemiş olan câhiller, âcizler, işlerine geldiğince daha karışık tenevvür edebilirler,

Onlara ziyâya takarrüp etmek, kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir, Onları Eğitimle kurtaracağız,

Zira Okul, Genç Beyinlere, İnsanlığa Saygıyı, Milletine, Ülkesine Sevgiyi, Bağımsızlık Onurunu, İktisadiyatı Öğretir,

 

     Muallimler, Öğretmenler, En Hakiki Mürşit İLİMDİR, Cumhuriyet Sizden, İlmen, Fennen ve İktisadi ilimleri

Hakiki Mantıkla, Fikren Vicdani Düşünen, Bedenende kuvvetli olan, Yüksek karakterli Muhafız Nesiller ister, 

     İstiklal Harbimizde Ordularımızın kazandığı Zafer, Muallimlerin, Öğretmenlerin Zaferi Zeminidir, 

Gerçek Zaferi, Siz Muallimler, Öğretmenler kazanacak, Fedakarlığınızla devam ettireceksiniz,

Muallimler, Öğretmenler, Fedakarlığınız ve Vefakarlığınızla Yeni Nesiller, Sizin Eseriniz olacaktır,

Zira, Türk Çocukları, Ecdadını tanıdıkca, daha büyük işler yapmak kuvvetini kendinde bulacaktır,

 

     Efendiler, Camilerin mukaddes minberleri halkın rûhânî, ahlâkî gıdalarına en âlî, en feyyaz membâlarıdır,

     Efendiler, Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lâzım geldiğini düşünmek danışmak

için yapılmıştır, Millet işlerinde her kişinin zihninin başlı başına çalışması lâzımdır,

İşte biz de burada Dinimiz ve Dünyamız için, geleceğimiz ve istiklalimiz için,

millî egemenliğimiz için düşünülmesi gerekeni anlatmak içindir,

Binâenaleyh Camilerin, mescitlerin minberlerinden tenvîr ve irşat edecek kıymetli hutbeler muhteviyatının

halka ittilâ imkânını temin, Şer'iye Vekâlet-i Celîlesi'nin mühim bir vazîfesidir,

     Minberlerden halkın anlayabileceği lisanla ruh ve dimağu hitap olunmakla Ehli İslâm'ın vücûdu canlanır,

dimağı saflanır, îmânı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur, buna nazaran hutebâtı kirâmın hâiz olmaları lâzım gelen

evsâfı ilmiye, liyâkatı mahsûsa ve ahvâli âleme vukuf hâizi ehemmiyettir,

hatiplerin haiz olmaları lâzım gelen özellik, yetenek ve Dünya'nın gidişini bilmeleri çok önemlidir,

  

     Milletimiz, Güçlü Bir Millet olma Azmindedir, bu gereklerden biride, Kadınlarımızında her konuda bilgilenmeleridir,

Kadınlarımız için, asıl Mücadele alanı, Kılıkta biçimden ziyade, Gerçek Bilgi, Kültür, Faziletiyle donanmasıdır, 

Kadınlarımızda, İlim ve Fen sahibi olmalıdır, Kadınlarımız, İctimai hayatta, Erkeklerimizle birbirinin yardımcısı olmalı,

Erkekleri ile beraber, Çok Feyizli, Çok bilgili, Çok aydın olmaya Mecburdurlar,

     Dînimizin emrettiği Tesettür, hem hayatta, hem fazilete uygundur,

Tesettürü Şer’î, Kadınlar için mûcibi müşkilat olmaz, Kadınların hayâti mâişette ve hayâtı içtimâîyede,

hayâtı iktisâdiyede ve hayâtı ilimde erkeklerle teşrîki faaliyet etmesine mânî bulunmayan bir şekli basirettir,

Bu şekli basiret, heyeti içtimâiyemizin ahlâk ve âdâbına mugayir değildir,

     Bizim, Türkiye Cumhuriyeti hayatında, Kadının Tarzı Telebbüsünde teceddüt yapmak Mevzu Bahisi yoktur,

Milletimiz, Örfüne, Terbiyesine göre, istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir,

Ancak Dinimizde, Milletimiz Örfünde, Mevcut olan, Adeti Mergübeye İntizamı cereyan etmek mevzudur,

     Milletin hayatı kabiliyesi tatbikiyesi temayulatı, Örfüne ve Terbiyesine ait şekillerde kıyafetleri muvaffakiyeti,

temayulatı umumiyeye tevafuk görmek lazımdır,

     Kasaba ve şehirde ecânibin nazarı dikkati en çok, Kadınların Kıyafeti şekli tesettür üzerinde tesebbüt ediyor,

Mamafih, îcâbı dîn olan tesettür, kısaca ifâde etmek lâzım gelirse, kadınların külfetini mûcip ve muhâlifi âdap olmayacak şekli basirette olmalıdır, Şekli tesettür, kadını hayatından, mevcudiyetinden tecrit edecek şekilde olmaz,

     Kadınlarımız, Dîninin emri, Şeriatın emri, mûcibince tesettür etsede,

Kadınlarımız Kara Çarşafla ne O kadar kapanırlar, Nede ( Modernlik diye ) O kadar açılırlar,

     Bu sadette, son söz olarak diyorum ki,

Anaların Evlatlarına vereceği terbiye, Gerçek Terbiye özelliklerini taşıyan evlatlar yetiştirmektir,

     Kızlarını yetiştirecek olan Validelerdir, Kızlarını, Analarının adam etmesi lâzım,

Önceki Analar, Kızlarını Adam etmişlerdi, Lakin bugünkü seviyemiz, bugünkü îcâbât ve ihtiyâcâtı esâsiyeye

Gayrıkâfîdir, Asli kemâlde, Asli zihniyette, Analara muhtacız,

     Türk milleti daha Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,

     ( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)

     Bu mârûzâtımın istiklâlini, şerefini, hayat ve mevcudiyetini temin ve idame umde ittihaz eden yeni

Türkiye Devleti’nin esaslarından birini teşkil etmesi lâzımdır ve inşallah edecektir,”

 

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Biz Türkler, Bütün Tarihimiz boyunca, Hürriyet ve İstiklale Timsal olmuş bir Milletiz,

İstiklal, İstikbal, Hürriyet Her şey Adaletle kaim olur,

     Türk Milleti, Kesin bir İmanı, İnancı ve Milli Azmi ile, Yeni bir Devlet kurdu,

Bu Devletin dayandığı esaslar, Tam Bağımsızlıkla, Kayıtsız Şartsız, Milli Egemenlikten ibarettir,

Türkiye Devletinin yapısının Ruhu, Milli Egemenliktir, Kayıtsız Şartsız, Milletin Egemenliğidir,

Millete ( Çeşitli kavramlarla ) Efendilik yapmak yoktur, fikirlerimde olduğu gibi Hizmet etmek vardır,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Beni de yetiştiren, Devleti Osmanı Aalidir, Sultan Abdülhamidin kurduğu Askeri Rüştiye,

İstanbul Harp Okulu ve İstanbul Harp Akademileridir, Geçmişteki Atalarımın, Devletleri gibi, Selçuklu ve

Devleti Osmanı Aali gibi, Bağımsızlık, Benimde Karakterimdir, Manda ve Himaye Kabul olunamaz,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Çok iyi Bilinizki, Ne Kadar Zengin ve Müreffeh olursa olsun, Milli Benliğini Bilmeyen Milletler,

İstiklalini kaybetmiş Milletler,  Düşman Milletlerinin Uşağı ve Yemleri olurlar,

     Batı, Senden, Türk Milletinde Çok gerilerde idi, Manada, Fikirdede bu böyleydi, Tarihe bakarsanız görürsünüz,

Bugün, Batı Teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, Kabahat Sizin değil, Senden öncekilerin, Medeniyet, Gelişmişlik,

Batıdadır diyen, Senden öncekileri ve senin çağındakilerin affedilmez ihmal, Gaflet, Dalalet ve Hıyanetindendir, 

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Geçici olarakta olsa, Egemenliği kullanma yetkisini vereceğin, Meclislere Gereğinden fazla inanıp, güvenmeyiniz,

zira O Meclisler dahi, Bireysel Despotlukla daha tehlikeli olabilir,

O Meclislerin, öyle kararları olurki, Ulusumuzun yaşamına, giderilmesi imkanı olamayan zararlar belalar getirebilir,   

     Bütün bu Şeraitten daha Elim ve Vahim olmak üzere, Memleketin dahilinde ve İktidara sahip olanlar,

( Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip olanlar, Türk Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,)

Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet içinde olabilirler,

     Hatta, bu İktidar sahipleri,

( Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, Öğretim Kurumu Başkan ve yöneticileri,

Ekonomi Kurumları Başkan ve Yöneticileri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip olanlar,

Muhalefet partileri, Basın, Medya ve Güya Sivil Toplum Kuruluşları gibi,

Türk Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,

Müstevlilere Dost olmakla, Türk Devletine ve Türk Milletine Düşman olabilirler, )

Şahsi Menfaatlerini, Müstevlilerin Siyasi Emelleri ile, Tevhit edebilirler, Birleştirebilirler,

Gaflet ve Dalalet ve Hatta Hıyanet içinde bulunabilirler,

Türk Milletini, Türk Cumhuriyeti Devletini, Fakru Zaruret içinde, Harap ve Bitap düşürebilirler,  

Geçmişteki Devletlerimizi, Selçuklu ve Devleti Osmanı Aaliyi yıkanlar bunlardır,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     İstikbalde dahi, Dahili ve Harici Bedhahların olacaktır, İstiklal ve Cumhuriyete kastedecek Düşmanlar,

Bütün Dünyada Emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler, 

Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir,

     Cebren ve Hileler ile, Aziz Vatanımızın Bütün Kaleleri Zaptedilmiş, Bütün Tersanelerine girilmiş,

Bütün Orduları dağıtılmış, Memleketin Her Köşesi Bilfiil İşgal edilmiş olabilir,

     İşte bu Ahval ve Şerait içinde dahi, birinci vazifen,

Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet Muhafaza ve Müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur, Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,

vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.

Türk İstiklal ve Cumhuriyetini, Türk Milletini, Müdafa ve Muhafaza etmek ve kurtarmak için,

“ MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR,”

“ Çanakkale ve İstiklal Harbini ve İstiklali kazandıran Güç ve Kudret, İşte bu Güç ve Kudrettir,”

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Esas Düsturunuz, Yurtta Sulh Cihanda Sulhtur, Zira, Zaruret olmadıkca, Harp bir Cinayettir,

Cumhuriyet, Bedava kazanılmış bir şey değildir, Cumhuriyeti elde etmek için, Kanımızı döktük, Canımızı verdik,

Vatanın her tarafına, Kırmızı Kanımızı akıttık, İcabatında, Vatanımızın, Toprağımızın, Milli ve Manevi değerlerimizin,

Müesseselerimizin Müdafası için, lazım olanı yapmaya her an hazır olun,

 

     Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,

     Yorgunluk, İnsan olan Her İnsan için, tabii bir halettir, Her İnsanın, Yorgunluğunu yenecek Manevi Kuvveti vardır,

Benim Sizden istediğim, Yorulmamak değil, Yorulduğunuz zamanda dahi, Çalışmaya devam etmektir,

Ey Gençlik, Geçmişteki Soyun gibi, Zeki ol, Daima çalışkan ve Gayretli ol ki İstiklalin elinden gitmesin,

 

     Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,

     Beni görmek, Beni Anlamak değildir, Behamahal Benim Fikirlerimi anlamaktır,

benim Fikirlerimi takip etmektir, Fikirlerimi, anlamaya ve değerlendirmeye çalışmadan Beni anlamış olamazsınız,

     Beni, Benimsemek isteyenler, Benim Fikirlerimi Takip etmek isteyenler,

bu temel eksen üzerinde İlmin ve İlimle olan akılın rehberliğini kabul etmelidir,

( ileride, Heykellerimin, Büstlerimin, Resimlerimin önünde, Şuursuzca Kalas gibi durmak değildir,

Bana Zurna Dinletisi ile Saygı Gösterisinde bulunmak değildir,) diye ifade etmedimi, ?

 

     Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletine, İsmet İnönünün ve sonrakilerin, Gaflet, Dalalet, ihanet ve hatta Hıyanetini,

Sonra Yetişecek Genç Nufusa seslenerek, Gençliğe Hitabesi ile vermedimi ?

 

 

     ATATÜRK İLKELERİNDEN olan INKILAP KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken

TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU,

 

1 ci maddesi : Türkiye dahilindeki bütün ilmiye ve Tedrisiye müeessesatı, MAARİF VEKALETİNE merbuttur der,

 

2 ci maddesi : Şeriye ve Evkaf Velkaleti, veyahut Hususi Vakıfalar tarafından İdare olunan,

                        bilcümle Medrese ve Mektepler, Maarif Vekaletine devir ve Raptedilmiştir, der,

 

4 cü maddesi : Maarif Vekaleti, Yüksek Diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere,

                         Darülfununda bir İlahiyat Fakültesi tesis ve İmamet ve Hitabet gibi,

                         Hidematı Diniyenin ifası vazifesiyle, mükellef memurların yetişmesi için de,

                         aynı Mektepler küşat edecektir, der,

 

7 ci maddesi  : İş bu Kanunun, İcrayı ahkamına, İcra Vekilleri memurdur, der,

 

 

     ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken

BAZI KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU, 

 

1 ci maddesi,  Her hangi Din ve Mezhebe Mensup olurlarsa olsunlar,

                        RUHANİLERİN, Mabet ve Ayinler haricinde, Ruhani Kisve Taşımaları yasaktır,

                        Hükümet, Her Din ve Mezhepten, Münasip göreceği yalnız bir Ruhaniye,

                        Mabet ve Ayin haricinde, Ruhani Kıyafeti taşıyabilmek için Muvafakat Müsaadeler verebilir,

                        Bu Müsaade müddetinin hitamına, onun aynı Ruhani hakkında yenilenmesi veya

                        bir başka Ruhaniye verilmesi Caizdir, der,

 

2 ci maddesi, Türkiyede, Kanuna Tevkifan teşekkül etmiş ve edecek olan, İzcilik, Sporculuk gibi topluluklar,

                        ve CEMİYET, ve Kulup gibi heyetler ve Mektepler, Mahsus Kıyafet, Alamet ve Levazım

                        taşımak istedikleri zaman, Yalnız Nizamname veya Talimatname ile,

                        Muayyen tiplere uygun kıyafet ve Levazım taşıyabilirler, der,

 

5 ci maddesi, Türkiye Devleti nezdine Memur bulunanların Kıyafetleri Beynelmilel Mer”i adetlere,

                        ( Yani, Milletin Görenek ve Adetlerine ) tabidir, der,

 

6 cı maddesi, Bu Kanunun, Tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır, der

 

8 ci maddesi, Bu Kanunun İcrasına, İCRA VEKİLLERİ HEYETİ MEMURDUR “ der,

Yani Mahkeme Üyeleri ve başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar, 

 

 

     ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken

BAZI KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU,

TATBİK SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNU, 

 

5 ci maddesi,  Türk Inkılabına, Rejimine ve Vahdetine Muhalif bir ciheti olmamak,

                         Hükümetce, kabul edilmiş Resmi kıyafetlerden ayrı olmamak, ( kaydı ile )

                         İzcilik ve Sporculuk gibi Topluluklar ve Cemiyet ve Kulup gibi Heyetlerce,

                         Bu gün kullanılmakta olan ve yukarıdaki şartlara uygun olduğu bu teşekküllerin,

                         altıncı maddeye göre verecekleri beyannamelerle,

                         Mahalli Hükümetlerince anlaşılan Kıyafet ve Levazım Tip olarak kabul edilecektir,

                         ( yani Aynı Şartlara Haiz olmak üzere başka Tiplerde kabul edilebilir,)  der,

 

6.cı maddesi,  Kıyafet tebdili ( düzenlemesi ) halinde, İstimalden evvel, ( Yürürlüğe girmesinden öce )

                         Beyanname ile, ( Yönetmelik ile ) Yeniden kurulacak, İzcilik ve Sporculuk gibi topluluklar ve

                         Kulup gibi heyetler, Bir Kıyafet, Alamet ve Levazım taşımak istedikleri taktirde,

                         Nizamnameleri ile birlikte, Onları gösteren bir Beyannameyi ( Yönetmeliği )

                         aynı Makama tevdi eder,  

 

8 ci maddesi,   Mektep ve Başka bilgi Müesseselerine devam edenlerin, Bir Kıyafet, Alameti farika

                         kullanmalarına luzum görüldüğü taktirde, TİP TAYİNİ bu Mektep ve Müesseselerin,

                         Merbut bulundukları VEKİLLİKCE ( BAKANLIKCA ) Talimatname yapılır, 

                         Bu gibi Mektep ve Müesseseler için kabul olunacak alametleri,

                         Mektep ve Müesseselerden Mezun olanlarda taşıyabilirler, der,

 

11 ci maddesi, 2596 numaralı kanunun, 6 cı maddesine göre tanzim olunmuş ve Şürayı Devletce görülmüş

                         olan, bu Nizamname Hükümlerini İcra Vekilleri ( Bakanlıklar ) Heyeti yürütür, der,

 

     Yani ; Milletin Manevi değerlerine, Örfüne, Sosyal ve Sıhhı yaşantıyı korumaya yönelik olarak,

Görevin gerektirdiği Niteliklerle Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği düzenlenir der,

Hiçbir İnsan veya Devlet görevlisi, İslam Dininin Sosyal yaşantısını,

İslam Dininin İbadetlerinin bir tanesini dahi yok sayamaz, değiştiremez, kendine uyduramaz, der

 

     Atatürk, Kılık Kıyafet Kanunu ve Devrimini, Kızların, Kadınların Başını Kıçını açması içinmi Yaptı, ?

     Yani Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu,  Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,

Kılık Kıyafet Devrimini, Milletin Örfüne, Maneviyatına, Milliyetine, Kimliğine, Çalışırken işinin gereğine göre

Kılık kıyafetini belirleyebilmesi için yapmıştır, Kadınların Kızların, Başını Kıçını açması için değil, 

Başını Kıçını açmayanlarında, Okullardan Devlet Dairelerinden Teçrit edilmesi için değil,

 

 

     İlk Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri ve Atatürk, Aklı Hür, Fikri Hür, Nesiller yetiştirilmesi için,

Eğitim ve Öğretimin nasıl yapılması gerektiğini Kanunla belirlemek için,

Yani, Din Eğitimi ve Öğretiminin, Eğitim ve Öğretim kurumlarında, diğer derslerle birleştirilerek bütünleştirilerek,

Verilmesi, “ TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU ”nu çıkardılar,

 

     Tevhidi Tedrisat Kanunun ismi ; Türkceleşmiş iki Arabca kelimedir,

“ TEVHİD “ Birleştirmek, “TEDRİSAT “ Dersler demektir,

“ TEVHİDİ TEDRİSAT ” Din Eğitimi ve Öğretiminin, diğer derslerle birleştirilerek

bütünleştirilerek Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmesi zorunluluğu demektir.

 

     Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumları :

Şahsa veya bir Zümreye yönelik ve Tek yönlü Eğitim ve Öğretim Kurumları değildir, Olamaz.

Topluma ve Millete yönelik Eğitim ve Öğretim Kurumlarıdır.

Milletin : Bilgilendirileceği, Eğitileceği, Uzlaştırılacağı, Bütünleştirileceği Kurumlardır.

 

     İslam Dininde, Çocuk, Yaşlı, Kadın veya Erkek gibi, Cinsiyet ve YAŞ ayrımı yapmaksızın

Kısıtlama ve yasaklama getirmeksizin, Beşikten Mezara kadar Eğitim ve Öğrenim almak ve vermek,

Tüm Müslümanlara Farz, Zorunlu, Dokunulamaz, Devredilemez ve Vazgeçilemez bir İbadettir.

Bu günkü Din Eğitimi ve Öğretimi, İslam Dininin asli kaynağı Kuranı Kerim Ayetlerinden ve

İslam Dininin Peygamberi Hz. Muhammedin Hadislerinden yapılmadığı için,

Din Eğitimi ve Öğretimi kişilerin kendi görüşlerine ve ideolojilerine göre yapılan öğretiler olduğu için,

Toplumdaki İnsanlarımız, Çelişkilere ve sapıklıklara saplanmaktadırlar.

 

     Temel Eğitim ve Öğretimde verilecek ders sayısı ve niteliği,

Tevhidi Tedrisat Kanununa göre belirlenmek zorundadır.

     Temel Din Eğitimi, Öğretimi ve İbadetler, Onun bunun söylediğine göre değil,

Herhangi bir İdeoloji temeline göre değil, İslam Dininin Asli kaynağı, Kuranı Kerim ve İslam Dininin Peygamberi

Hz. Muhammedin Hadisleri dahilinde öğrenilmesi ve öğretilmesi, Eğitim ve Öğretiminin yapılması zorunludur.

 

     Temel Din Eğitimi, Öğretimi ve İbadetler, Onun bunun söylediğine göre değil,

Herhangi bir İdeoloji temeline göre değil, İslam Dininin Asli kaynağı, Kuranı Kerim ve İslam Dininin Peygamberi

Hz.Muhammedin Hadisleri dahilinde öğrenilmesi ve öğretilmesi, Eğitim ve Öğretiminin yapılması zorunludur.

 

     Tevhidi Tedrisat Kanunun anlamı ve amacı : Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumlarında,

Temel Eğitim ve Öğretim dersleri, Fen, Matematik, Fizik, Kimya, Biyoloji, Coğrafya, Tarih derslerini,

Tam ve Doğru şekilde birleştirilerek, birbiriyle alakaları ve neticeleri olan şekilde, Beşeri derslerle birlikte,

Temel Din Eğitimi ve Öğretimi derslerinin, Din Eğitimi ve Öğretimi dersleri ile birleştirilip bütünleştirilip,

En doğru şekilde düşünebilen, Medeni bir şekilde tartışabilen,

doğru kararları alıp doğru icraatlar yapabilecek olan, Aklı Hür, Vicdanı Hür, Nesiller yetiştirebilmek tir.

 

     Tevhidi Tedrisat Kanunu, Halen yürürlükte olan ve Anayasamızın 174 cü maddesine göre,

Ikılap Kanunlarının korunması kapsamında bulunan,  Değiştirilmesi yada Eğitim ve Öğretim birliği adı altında,

başka şekilde yorumlanması ile, Devletin Kurumlarından hiç birinde, Hiçbir Kimsenin kendi ideolojisine göre,

İdeolojik olarak müdahale dahi edemeyeceği Temel bir Kanundur,

     Eğitim ve Öğretim birliğide, Din Eğitimi ve Öğretimini diğer derslerden ayırmak kısıtlamak yasaklamak

ve kaldırmak veya Orta öğretim okullarından mezun olan öğrencilerin Üniversitede önünü kesmek değildir.

Tevhidi Tedrisat Kanunun amacı, Eğitim ve Öğretim birliği adı altında

Tek yönlü olan Eğitim ve Öğretimle ve İdeolojiler ile şartlanmış nesiller yetiştirmek değildir. Olamaz,

 

     ATATÜRK ün, Belirttiği gibi “ Aklı Hür Vicdanı Hür Nesiller yetiştirilmek “ isteniyorsa, !

Atatürk İlkeleri, Atatürkün Laikliği ve Eğitim ve Öğretimi tanımlaması gereği,

Tevhidi Tedrisat Kanunu gereği : Eğitim ve Öğretim Diğer Derslerle birlikte verilmek zorundadır.

Din Eğitimi ve Öğretimi, Devletimizin Eğitim ve Öğretim kurumlarında tam ve doğru olarak verilmediği için,

ne olduğu belirsiz sapık tarikatların, Dinci gibi gözüken yada Dinci olmadığını söyleyen,

ne emelde olduğunu gizleyen Siyasetcilerin, Simsarların elinde İdeolojik olarak kullanılmaya mahkum oluyor,

Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumlarında, Din Eğitimi ve Öğretimi, kısıtlamalar, yasaklamalar ve

çarpıtmalar ile asliyetini kaybettirerek verilirse, Bilimin, gelişmenin ve çağdaşlığın olması mümkün değildir,

Devletin Eğitim ve Öğrenim kurumlarında, Beşeri derslerle birlikte ve birbiriyle alakalı şekilde,

Din Eğitimi ve öğretimi verilmelidirki, Bilim, araştırma, geliştirme ve çağdaşlık olabilsin.

 

     DİN DERSİ ÖĞRETİMİ ve EĞİTİMİ,

 

     Din Dersleri diye, Din diye, Dinler diye, Dinin Sadece Tarihi değil, Sadece Dinin Savaşları değil,

Sadece Peygamberlerin Hayatı veya Siyer değil, Sadece Sahabelerin ve Muhterem Zaatların Menkıbeleri değil,

Nemrutun, Eblehenin Tarihi değil, Dini Yorumlayanların Yorumları ile değil,

Din Diye sadece Mezhepler Anlatımları değil,

Sadece “ Ben İnandım ve İman ettim,” demekle değil, Din Diye Sadece Dua etmekle değil,

Bilinmesi ve Amel edilmesi Olmazsa olmaz Şart olan, asli konular, Yaş Guruplarına göre,

 

İlk Okulda,       İslamın, Allah Zül Celal ve Rasulu Sevgisi ve Muhabbeti Konuları,

                        İslamın Kardeşliği, Sevgi Saygı ve Hoşgörüsünü gösterebilme konuları,

Orta Okulda,   İslamın, Allah Zül Celal ve Rasulu Sevgisi ve Muhabbeti Konuları, Ehlibeyt Sevgisi ve Muhabbeti Konuları,

                        Ana Baba, Akraba ve Komşuluk Sevgisi ve Muhabbeti, Konuları, Sevgi Saygı ve Hoşgörü Konuları,

                        İslamın, Edep Haya ve İffet Konuları, Nasıl İman edilir, Nasıl İbadet edilir Konuları,

Lisede,            İslamın, Edep Haya ve İffet Konuları, Nasıl İman edilir, Nasıl İbadet edilir Konuları,

                        Abdest ve Gusul Nasıl alınır, Namaz Hangi vakitlerde Nasıl kılınır, Oruç Nasıl Tutulur, Zekatın niteliği Nedir,

                        Zekat Nasıl verilmelidir konuları,

                        Helaller ve Haramlar Nedir Konuları, Yapmamız gerekenler, Yapmamamız gerekenler Konuları,

                        İslamın, Evlilik için eş seçme evlilik nasıl yapılır ve nasıl sürdürülebilir konuları, 

                        İlim ve Bilimin, Eğitimin Nasıllığı Konuları, Ekonomi Konuları,

                        Nasıl bir İş öğrenilecek, Nasıl bir Zenaat öğrenilecek, Nasıl bir Meslek öğrenilecek Konuları,

                        İslamda Temel Hak ve Hürriyetler Nedir konuları,

                        İslamda Laiklik ve Devlet İdaresi Hükmiyeti ve Devlet İdareciliği Konuları, İslamın Cihadı nedir konuları,

 

     Edep Haya ve İffet Konuları, Yaş ve Cinsiyet guruplarına göre, Erkek ve Bayan Din Dersi Öğretmenlerince

Dinin Asliyetinden, Dinin Sahibinden, Direkt, Allah Zül Celalin Ayetleri Hükmiyetleri İfadesi sıralaması ile,

Direkt,  Allah Rasulunun, Sözleri, Fiiliyatları, Hadislerdeki Hükmiyetleri İfadesi sıralaması ile,

Belgesel Niteliğinde Anlatım ifadeleri ile verilmesi ELZEMDİR.

     Bu Konular, İmamhatip Liselerinde, İlahiyat Fakültelerinde dahi Varmı ? !!!

Günümüzde öğretilen Din Dersinde öğretilen ve Öğrendiğimiz Konular Din midir ? !!!

Böylece, İnternetin Zararlı yönlerinden, kendini kurtarabilecek Nesiller yetişmiş olacaktır,

 

     Kuranı Kerimin Ayetlerinde ve Hz.Muhammedin Hadislerinde,

Hata, eksiklik ve çağdışılık arayan, kendi hatasını, eksikliğini ve çağdışılığını bulur.

Devletin Eğitim ve Öğretim kurumlarında Din eğitimi sadece masal olarak geçiyor,

İmam Hatip liselerinde ise, yetersiz ve yersiz bir Müfredatla sınırlanıyor,

İmam Hatip Liseleri Müfredatında dahi, yukarıdaki konu bazlı

Ayet ve Hadis incelemesi Eğitimi ve Öğretimi verilmezken,

Diğer vatandaşlar, Dinini nereden ve nasıl öğrenecek,

Din vicdanlara hapsedilecek bir olgumudur ? DİN Eğitimi ve Öğretimi İrticamıdır, Gereksizmidir ?

     Din Eğitim ve Öğretimini Devletin Eğitim ve Öğretim kurumlarından dışlarsanız,

dışardan alınan Din eğitimi ve öğretimi ne kadar doğru olur ?

 

     Yani : Dini Eğitim ve Öğretimde dahil olmak üzere, Türkiyedeki Bütün Eğitim ve Öğretim,

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Devlet Okullarında ve Üniversitelerde yapılmak zorundadır, der,

Aynı mektepler, yani okullar küşat edilirken, Aynı okullar açılırken,

aynı dereceye, statüye ve aynı eşitliğe sahip olur, dileyen dilediği Liseye gider veya sonra değiştirir,

başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar,

 

     Güya, % 99 u Müslüman % 1 i Yahudi ve Hristiyan olan Memleketimizde,

Yahudinin Hristiyanın Dinini öğrenme Özgürlüğü var, Herhangi bir kısıtlama ve Yasaklama konulamaz,

Lakin, % 99 u Müslüman olan Memleketimde, Birilerinin uydurduğu ve yutturduğu

“ Laik Eğitim,” Kavramı adı altında, % 99 Müslümanın Dinini öğrenmesi Yasak ve Kısıtlamalı,

Kısıtlanmış Din eğitimide Doğru Din eğitimi, İslam Dininin Doğrusu değildir,

Zaten Hiç Kimseninde, Dinimi Doğru Öğreneyim diye bir derdi YOK !!! VARMI ?

 

     Suratlarına, Laik Atatürkcülük, Çağdaşlık, İlericilik Maskesi geçirmiş,

Milletimin Maneviyatına, İslam Dinime, Gericilik, Yobazlık diyerek Hakeretler edenlerin,

Dinini yaşamaya çalışan insanlarımızı,  Atatürk Düşmanı ilan eden Siyasilerimizin,

İslamı Siyasete alet ediyorlar, Siyasal İslam diye hakaret nitelendirmeleri var,

Lakin Asıl kendileri, Siyasal İdeolojik Atatürkcülük ve Laiklik yapmıyorlarmı, ?

 

Güya, Demokratik ve Laikler, Demokratiklikle, Laiklik le hiçbir bağdaşıklıkları alakaları YOK !!!

Güya Çağdaşlar, Çağdaşlıkla hiçbir bağdaşıklıkları alakaları YOK !!!

Güya Sosyal Hukukcu ve Sosyal Adaletciler, Sosyal Hukuk, Sosyal Adaletle hiçbir alakaları YOK !!!

Güya Atatürk cüler, Atatürk ün Söylediği İlkeleri ile hiçbir bağdaşıklıkları YOK !!!             VARMI ? !!!

Her iki Güruhunda, Milletin Maneviyatı, İslam Dini ile Uzlaşmaz Proplemleri VAR,             YOKMU ? !!!   

 

     İnancının gereğini Öğrenmeyen, Öğrenmek istemeyen, Öğretilmesini istemeyen, Öğretilmesine karşı çıkan,

Bidini yaşamayan, yaşadığının doğru inanç olduğunu zanneden, Şimdiki Laik Zümreler,

Laikliği : İnançsızlıklarına inanmak olarak gördüklerinden,

Laikliği : Dinin Sosyal yaşantısını Toplumdan soyutlamak ve İbadetlerin reddedilmesi olarak gördüklerinden,

Laikliği : Şahsı, Dininin Sosyal yaşantısından, kısıtlanarak uzaklaştırılması olarak gördüklerinden,

Laikliği : Din Eğitimi ve Öğretimini, kısıtlamak ve çarpıtmak olarak gördüklerinden,

İslam Dinin Sosyal yaşam biçimi ve İbadetlerini, İrticai faaliyet ve Laiklik karşıtı eylem olarak nitelendiriyor,

İslam Dininin İbadetlerini ve Sosyal yaşam biçimini, Devlet adına Suç olarak icat ediyor ve nitelendiriyor,

Kişiyi ve Toplumu bunlardan dolayı, Yargılıyor, cezalandırıyor, Toplumdan tecrit ediyor.

Akılsız, Mantıksız saçma sapan yasaklamalar ve kısıtlamalar getiriyorlar. Laikliği, Dinsizlikmiş gibi uyguluyorlar,

Bu vakıa, Sosyal Hukuk ve Adalet İlkelerine bağlı Devlet anlayışı ile taban tabana zıt değilmi ?

Bu vakıa, Türk Milletinin, Ülkesi ile bölünmez bütünlüğünün parçalanması demek olan Sosyal Terör değilmi ?

 

     Türk olmayan bir Yabancının, Türk Vatandaşlığına girmesi için bir zorlama varmı ?

Fakat Türk Vatandaşı oluncada, Türk Anayasa ve Kanunlarına uyması Zorunlu değilmi ?

Askeri disipline uymayan veya kendine uyduran bir İnsana Asker denilemeyeceği gibi,

Ben Müslümanın diyeninde, İslam Dininin Maneviyatına uyma ve

İslam Dininin Maneviyatını maddi olarak yaşama arzusundan daha doğal ne olabilir ?

 

     İslam Dininin, Kuranı Kerim Ayetlerinin ve İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin Hadislerinin

kısaca Şeriatın Biz İnsanlara verdiği ve gösterdiği Devlet Yönetimi şekli,

Sosyal Hukuk ve Adalet İlkelerine bağlı, Tam Demokratik ve Tam Laik Cumhuriyet şeklidir.

Bunu anlamnın tek yolu ise, ancak ve ancak Kuranı Kerimim Ayetlerini ve Hz.Muhammedin Hadislerini okumak,

tam ve doğru biçimde anlamak, öğrenmek ve öğretmektir.

Hak Hukuk ve Adalet adına, Eğitim ve Öğretim adına, Ticaret ve Ekonomi adına, her ne iş yaparsanız,

Beşeri Bilimleri ve Manevi Bilimleri, Maddi ve Felsefi Bilimleri ve İhtiyaçlarınızı ararsanız,

kısaca İnsanlık için ne ararsanız, En güzelini, en idealini, en iyisini ;

Kuranı Kerimin Ayetlerinde ve İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin Hadislerini okur ve

kastettiği mana açılımlarını anlamaya çalışırsanız, Hepsini bulursunuz,

 

     Ancak ve ancak, İslam Dininin İcaplarını, İbadetlerini öğrenenler ve yerine getirenler,

Din ve Devlet işlerini birbirinden ayırt edebilirler,

     İnancının gereğini öğrenmeyenler, Öğrenmek istemeyenler, yaşayamayanlar,

Yaşadığının Doğru İnanç olduğuna inanmak zorunda kalır,

     İslam Dininin İnancını ve İbadetlerini, Tam ve Doğru olarak öğrenmeyenler, Öğrenmek istemeyenler,

yaşamayanlar, yaşadıklarının doğru inanç ve ibadet olduğuna inanır,

İnancın ve İbadetin ne olduğunu bilmedikleri ve İbadetleri olmadığı için, İbadet ve Devlet işlerini ayırt edemezler,

 

     Toplumumuz, Doğru Toplum ve Temel Din Eğitimi ve Öğretimini, Toplumsal Sosyal Vatandaşlık bilgilerini,

Temel Türk Tarihi Eğitimi ve Öğretimi, Temel Kimliğimiz ve Kişilik Eğitimini,

Türk Bilimi ve Sosyal yaşama geçiriliş şekli ve Türk Medeniyetini,

Tam ve Doğru ve Nitelikli olarak, İdeolojilerden arındırılmış şekilde, Devletimizin Okullarında,

Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumlarında, Zorunlu Temel Eğitim ve Öğretimde, Diğer Derslerle birlikte ve

birbirlerine olan alakaları dahilinde, Doğru ve gerçek bir müfredatla birleştirilerek öğrenirlerse,

Sizinde hoşlanmadığınız, benimde hoşlanmadığım, Şuursuzluk, Bilinçsizlik ve tamamen cahillikten oluşan

boşluğu kullanan İnsanlar ve Zümreler, kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Oluşturulmaya çalışılan, Laik Devlet İdeolojisi ve Laik Eğitim Öğretim adı altında

Din Eğitimi ve Öğretiminin kısıtlanması ile veya başka yolla değil.

 

     4 ve 5 yaşlarındaki çocuklara kendi Kültürümüzde olmayan Bale, Opera, Resim, Piyano, Keman dersleri

verilmesinin Modernlik, Çağdaşlık ve İlericilik gösterilmesine karşılık, Temel Eğitim ve Öğretimde Din Eğitimi ve

Öğretiminin kısıtlanması, Yaş Sınırlaması getirilmesi, “ Çocuk, Din Eğitim ve Öğretimini 18 yaşına gelince kendi

seçsin ve yapsın “  gibi Masumane yalanlar ve Hiziplerle kısıtlanması,

Açık ve Net olarak İslam Dini ve Milletin Maneviyatı düşmanlığı değilde nedir, ? 

 

     Toplumda : Sosyal Yaşam ve Din Kuralları ve Din Eğitimi ve Öğretimi :

Devlet Okullarında birbirinden ayrılırsa, Soyutlanırsa, aşağıdaki sapıklıklar ortaya çıkar,

Din ve Sosyal Yaşam Kuralları olarak yerleşir,

Şayet, Ayetlerdeki ve Allah Rasulunun Sözleri Hadislerdeki, Düşünceyi, Felsefeyi, Siz anlamaya çalışmazsanız,

Tartışmazsanız, Ayet ve Hadislerin Düşüncesini, Felsefesini, Tartışmasını,

Münafıklar, Münafık Din Adamları Münafık Basın ve Medya yapar,

Düşüncesi ve Felsefesi olmayan bir adam, Köyün altında bir yalan atar, üstüne çıkar kendide inanır,

Onların, Çirkef Düşünce, Felsefesinde ve Tartışmasında boğulur kalırsınız,

Fakat, Tartışma yaparkende, Adam Gibi Tartışma yapacaksınız, başka şekilde değil !

 

     Araştırma, Öğrenme ve Toplumun anlayacağı biçimde anlatma yerine,

İslam Dininin, İnsana ve Topluma ve Sosyal Hayata ve Sosyal yaşantıya hitap eden doğru şekli yerine,

Pornofösör Entel dantel İlahiyat Dekanlarının ve İslamcı yazarların,

Televizyonlara çıkıp Safsatalar uydurması, tiksinti veren asliyeti olmayan Masallar ve Hikayeler anlatması,

bu safsatalarıda gerçekte varmış gibi anlatması,

Diyanet İşleri Başkanlığının belirlediği Hutbe ve Vaazlar, Merkezi Sistem Vaazlar ve Hutbeler, Konuşmalar,

Cuma Vaazlarında Merkezi sistemle, Din Adamı sıfatında Uyuşturulmuş, Cahilleştirilmiş Vaizlere,

Vaaz ve Hutbelerde hikaye ve masal anlattırmak, Camilerdeki Din Görevlilerine, Namaz kıldırma Memurlarına,

Cemaate sadece Namaz komutları verdirmek, Toplumumuzda Cehaletin kaynağı olmuştur,

     İspatı ;

     İnsana ve Topluma, Sosyal Hayata, Sosyal Yaşama neler getirdiğini bildiren Ayet ve Hadislerden,

Kuranı Kerim Ayetlerinin ve İslam Dininin Peygamberi Hz Muhammedin sözleri olan Hadislerden,

Bu yazımda bulunan Ayet ve Hadislerden, Cuma Vaazlarında ve Hutbelerinde hiç anlatıldımı ?

     Anlattırmazlar, çünkü bu doğruların öğrenilmesi, Şu anda Hakimiyeti elinde tutanların işine gelmez,

Toplumu ve Milleti devamlı kargaşa ve Terör içinde bırakmak isterler, Kargaşa ve Terörden çıkar sağlarlar,

Bu Doğrular öğrenilirse, Kendi İdeolojilerinin İnsana, İnsanlığa ve Topluma ne kadar zararlı olduğu ortaya çıkar,

İmam Hatipler, Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı yetiştiriyor diyerek, Bunlar İrtica yuvası diyerek,

Yalan ve İftira atarak, Kendi pisliklerini örtmeye ve kapatmaya çalışırlar,

“ Dün dündür, Bugün bugündür “ Benim Memurum İşini Bilir, “ diyerek,  Bu pislikler, Yolsuzluklar,

Vurgunculuklar ve Atatürkün İfadesi ile, Milleti Fakru Zaruret içinde Harap ve Bitap düşürmeler olarak

önünüze gelmedimi ?

 

     Laiklik ve Laik Eğitim ve Öğrenim ve Cumhuriyet kazanımları kavramları adı altında,

Anayasal Devlet Yetkisini, İdeolojik ve Partizan olarak kötüye kullanan,

İslam Dinini : Sosyal Yaşamı ve İbadetleri olmayan, yok sayan bir İnanç Sistemi olarak gösteren ve uygulayan,

İslam Dininin Hiçbir İbadetini ve Sosyal Yaşamını karşısında görmek istemeyen, Çağ dışı olarak niteleyen,

Din Eğitim ve Öğrenimini kısıtlayan yasaklayan ve engelleyen, gerek Siyasilerin, gerek Dinci gibi gözüken ve

Tamamıda İslam Dinine saygısı özde değil lafta olan soysuz Demokratların ve

İdarecilerin yetki diktatörlüğüne, bırakmıyormu ?

 

     Ayet ve Hadislerden, Kendi Bilgisini, Kariyerini, Kendi yönünü geliştirmesini, bırakın herkes kendisi yapsın,

Zira, bir diğeri çıkıp, Laiklik taraflılığı adına, İrticai faaliyet ve Laiklik ve Laik Eğitim ve Öğretim, Kavramları adı

altında, İslam Dinine, Kuranı Kerim ve Ayetlerine, İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin Hadislerine,

İslam Dininin İbadetlerine, Ezan, Namaz, Oruç, Haç ve Türban İbadetlerine ve Mukaddesata,

1400 yıl önceki karanlık, Kara kitap, Bu adamları belliycez, Yarasalar, Yobazlar, Kökten Dinciler, Aşırı Dinciler,

Çağdışı adamlar, Karanlık Kafalılar, İrticacılar, Takiyyeciler, Beyin yıkayıcılar, Bir Metrelik bezin peşine

düşenler, Tarikatcılar, Laiklik ve Rejim düşmanları diye, Çirkef bir Siyasetle, Milletin Manevi değerlerine

hakaretlerle saldıranlara, Sen İftira ve Hakaret ediyorsun diyemiyor,

 

 

     ANAYASAMIZDA DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ HAKKI NEDİR ?

 

     Anayasamızın 1. maddesi : Türkiye Devleti,  bir Cumhuriyettir der,

 

     Anayasamızın 2. maddesi :

Türkiye Cumhuriyeti,Toplumun Huzuru, Milli dayanışma ve Adalet anlayışı içinde, İnsan Haklarına Saygılı,

Atatürk Milliyetciliğine ve Anayasanın başlangıçtaki Temel İlkelere dayanan,

Demokratik, Laik ve Sosyal bir Hukuk Devletidir der,

 

     Anayasamızın 12. maddesi :

Herkes : Kişiliğine bağlı, DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ ve VAZGEÇİLEMEZ

Temel Hak ve Hürriyetlere sahiptir, Temel Hak ve Hürriyetler :

Kişinin : Topluma, Ailesine ve Diğer Kişilere karşı Ödev ve Sorumluluklarınıda ihtiva eder, der,

 

     Anayasamızın 20. maddesi :

Herkes, Özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir, der,

 

     Anayasamızın 27. maddesi :

Herkes : Bilim ve Sanatı, serbestce öğrenme ve öğretme, açıklama,

yayma ve bu alanda her türlü araştırma yapma hakkına sahiptir, der,

 

     Anayasamızın 26. maddesi :

Herkes düşünce ve kanaatlerini, Söz, yazı, resim veya başka yollarla,

tek başına veya toplu olarak açıklama veya yayma hakkına sahiptir der.

 

     Anayasamızın 5. maddesi : DEVLETİN, AMAÇ ve GÖREVLERİ :

TÜRK MİLLETİNİN, Ülkesi ve Milleti ile Bütünlüğünü ve Bölünmezliğini, Bağımsızlığını, Cumhuriyeti ve

Demokrasiyi korumaya, Kişilerin ve Toplumun : Refah, Huzur ve Mutluluğunu sağlamaya çalışmaktır,

Kişinin : Temel Hak ve Hürriyetlerini, Sosyal Hukuk Devleti ve Adalet ilkeleri ile bağdaşmayacak suretle

sınırlayan, Siyasal, Sosyal ve Ekonomik engelleri kaldırmaya çalışmaktır,

İnsanın : Maddi ve Manevi Varlığının gelişmesi için, gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır, der,

 

     Anayasamızın 10. maddesi :

Herkes : Dil, Irk, Cinsiyet, Siyasi düşünce, Felsefi İnanç, Din, Mezhep ve benzeri sebeplerle,

ayrım gözetilmeksizin, Kanunlar ( Anayasa Hükümleri ) önünde eşittir,

Hiçbir kişiye, Aileye, Zümreye veya Sınıfa, imtiyaz tanınamaz, Devlet Organları ve İdare Makamları,

Bütün işlerinde, Kanunlar önünde Eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek Zorundadır, der,

 

     Anayasamızın 70. maddesi :

Her Türk : Kamu Hizmetine girme hakkına sahiptir, ( Kamu Hizmeti alma Hakkınada Sahiptir )

Kamu Hizmetine alınmada, ( Kamu Hizmeti Alırkende )

Görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez, der,

 

     Anayasamızın 19. maddesi :

Herkes ; Kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir,

Şekil ve şartları kanunla gösterilen hallerin dışında, Kimse hürriyetinden yoksun bırakılamaz der.

 

     Anayasamızın 130. maddesi :

Üniversiteler ile Öğretim Üyeleri ve yardımcıları, her türlü araştırma ve yayında bulunabilirler,

Ancak bu yetki, Devletin varlığını ve Milletin bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma serbestliği vermez, der,

 

     Anayasamızın 15. maddesi :

Kişinin ; Maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne, yaşama hakkına DOKUNULAMAZ,  Kimse ; Din, vicdan,

düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, bunlardan dolayı suçlanamaz, Suçluluğu Mahkeme kararı ile

saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz, Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez, der.

 

     Anayasamızın 17. maddesi :

Herkes, Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme hakkına sahiptir,

Kimse, İnsan Haysiyeti ile bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz, der,

Yani :   Türkiye Cumhuriyeti Devleti : Devleti eline geçiren Zümrelerin,

            İdeolojisine göre kısıtlamalar, Yasaklamalar getiren Engizisyon Devleti değildir, der,

 

     Anayasamızın 38. maddesi :

İdare : Kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz, der,

 

     Anayasamızın 131. maddesi :

Yüksek Öğretim Kurumlarının, Öğretimi planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek,

Yükseköğretim Kurumlarındaki, Eğitim ve Öğretim ve Bilimsel faaliyetleri yönlendirmek,

Bu Kurumların, Kanunda belirtilen amaç ve İlkeler doğrultusunda kurulmasını geliştirilmesini,

Öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yüksek Öğretim Kurulu kurulur, der,

 

     Anayasamızın 124. maddesi :

Başbakanlık, Bakanlıklar ve Kamu Tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren,

Kanunların ve Tüzüklerin uygulanmasını sağlamak şartıyla Yönetmelikler çıkarabilirler, der,

 

     Anayasamızın 11. maddesi :

Anayasa hükümleri, Yasama, Yürütme ve Yargı organlarını, İdare makamlarını ve diğer kurum, kuruluş ve

Kişileri bağlayan TEMEL HUKUK KURALLARIDIR, Kanunlar, ( Mahkeme kararları, Kılık Kıyafet yönetmeliği, )

ANAYASAYA AYKIRI OLAMAZ, der,

 

     Anayasamızın 42. maddesi :

Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir,  Eğitim ve öğrenim, Atatürk İlkeleri ve Inkılabları

doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır,

Eğitim ve Öğrenim kurumlarında, sadece eğitim, öğrenim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür,

Kimse Eğitim ve ve öğrenim hakkında yoksun bırakılamaz der.

 

     Anayasamızın 14. maddesi :

Anayasanın hiçbir hükmü, Anayasada yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette bulunma

hakkını verir şeklinde yorumlanamaz, der,

Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ; Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak,

Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, Temel Hak ve hürriyetleri yok etmek,

Devletin ; bir kişi veya Zümre tarafından yönetilmesi, Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde

egemenliğini sağlamak, Dil, Irk, Din ve Mezhep ayrımı yaratmak, ve sair herhangi bir yoldan kavram ve

görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar der.

 

     Anayasamızın 24. maddesi :

Herkes : Vicdan, Dini İnanç ( İbadet ) ve Kanaat Hürriyetine Sahiptir,

Kimse, İbadete, Dini Ayin ve Törenlere katılmaya, Dini İnanç ve Kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz,

Kimse, Dini İnanç ve Kanaatlerinden ( İbadetlerinden ) dolayı kınanamaz ve Suçlanamaz, der.

14, madde Hükümlerine aykırı olmamak şartıyle, İbadet, Dini Ayin ve Törenler Serbesttir, der,

  Kimse : Her Ne Suretle olursa olsun, Din veya Din Duygularını,

Dince Kutsal sayılan şeyleri İstismar edemez ve kötüye kullanamaz der,

Kimse, Devletin : Sosyal, Ekonomik, Siyasi veya Hukuki düzenini, Kısmende olsa,

Din Kurallarına dayandırma veya Siyasi ve Kişisel Nufuz sağlama amacıyla kullanamaz,

  Din ve Ahlak Eğitim ve Öğretimi : Devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır,

Din ve Ahlak Eğitim ve Öğretimi : İlk ve Orta Öğretim kurumlarında okutulan Zorunlu dersler arasında yer alır,

Bunun dışındaki Din Eğitimi ve Öğretimi, ( Diğer Dinler Eğitimi ve Öğretimi ) ancak Kişilerin kendi isteğine,

Küçüklerin Kanuni Temsilcilerinin talebine bağlıdır, der,

 

     Dini İbadetlerden hiçbiri Anayasamızın 14. maddesine muhalif veya aykırı değildir olamaz,

Dini İnanç ve Kanaatlerin açıklanmaya zorlanamayacağı,

Kanaatlerinden, İbadetlerinden dolayı kınanamayacağı, Suçlanamayacağı gibi,

Dini İnanç, Kanaatler, İbadetler açıklanmak zorunda kalındığında da,

Herhangibir Yasaklama ve Cezai Müeyyide uygulanamaz,

Anayasamızın 14 cü maddesine aykırı olmadığı halde, Bir Yasaklama ve Cezai Müeyyide uygulanırsa,

Bunun adı hangi Anayasa ve Hukuk olur ?

 

     Anayasamızın 153. maddesi :

Anayasa Mahkemesi, ( ve YÜKSEK MAHKEMELER ) bir Kanun veya Kanun hükmünde kararnamenin

tamamını veya bir bölümünü veya bir hükmünü iptal ederken,

Kanun koyucu gibi bir haraketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez, der,

 

     Anayasamızın 13. Maddesi :

Temel Hak ve Hürriyetlerle ilgili, Genel, Özel sınırlamalar,

Demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve ön görüldükleri amaç dışında kullanılamaz,

Temel Hak ve Hürriyetler : Devletin, Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünün, Milli Egemenliğin,

Cumhuriyetin, Milli güvenliğin, Kamu düzeninin, Genel asayişin, Kamu yararının,

Genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen

özel sebeplerle, Anayasanın Sözüne ve ruhuna uygun olarak ( ANCAK VE ANCAK ) Kanunla sınırlanabilir,

( MAHKEME KARARLARI İLE DEĞİL ) der.

 

     Anayasamız Bu Maddeleri, Acaba Şu anda Kimlere der ? 

 

 

     Anayasamızın 24. maddesi ve Inkılab Kanunu olan Tevhidi Tedrisat Kanunu gereğince,

Devletin Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmesi zorunlu olan Temel Din Eğitimi ve Öğretimi bugün,

bir anlam ifade eden tam ve doğru şekilde verilmediğinden,

Laik Eğitim ve Öğretim adı altında kısıtlandığından, Hiç kimse,

İslam Dininin asli kaynağı olan Kuranı Kerim Ayetlerinin ve İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin

Hadislerinin neyi ifade ettiğini öğrenemiyor, anlayamıyor,

 

     Anayasamızın 24. maddesi ne göre Din Eğitimi ve Öğretimi Temel ve zorunlu dersler arasında yer alır,

 Temel, Din Eğitimi ve Öğretimi, Devletin Eğitim ve Öğrenim kurumlarında,

Toplumumuzun, Milletimizin her ferdine verilmek zorundadır.

 Ancak bu şekil Eğitim ve Öğretim ile, Toplumsal cepheleşme, Toplumsal huzursuzluk, Toplumsal tahrikler,

Toplumsal çatışma ve hoşgörüsüzlük Dinci ve Dinci olmayan her türlü simsarlık ve istismar ortadan kalkar,

İdeolojiler ile şartlanmış Eğitim ve Öğretimle yada başka yollarla değil,

 

     Din Eğitimi ve Öğretimi, Tam ve Doğru şekilde, Devletimizin Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmelidir ki,

başka yerlere gidilip : “ Türkiye Devleti Darul Harptir, İslam Ülkesi değildir “ diyerek

Terörist olarak geri gelmesin, Sizde : İslam Dininin gerçekleri ile, Terörü ayırt edin, İslamcı Terör gibi iftiralarla

Milleti aldatmaya kalkmayın, Temel Din Eğitimi ve Öğretimi içeriği, Mahkeme Kararları ile, Anayasaya aykırı

olarak gösterilir, Temel Eğitim ve Öğretimden ayrılır, kısıtlanır, kaldırılır, Diğer Temel Derslerle alakasız hale

getirilir veya yok sayılırsa, Başkaları devreye girer, Başka yerlerden öğrenilen yanlış Dini bilgilerle

Terörist olarak gelir, Din Eğitim ve Öğretimini Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumlarında Tam ve Doğru olarak

verinki, Dışarıdan öğrenilen Yanlış bilgilerle Terörist olarak gelinmesin

 

     Hizbul Vahşi Terörü, Hizbul Tahrir Terörü, Elkaide Terörü, nasıl oluyorda kendi kendine çıkıyor ve

hiç bir İz bırakmadan tekrar kayboluyor, Hizbul Vahşi Terörünü, Hizbul Tahrir Terörünü, Elkaide Terörünü

besleyip büyütenler, İslam Dinini Sosyal yaşantısı ile Maneviyatını yaşamaya çalışan İnsanlarmıdır,

Bu Teröristlerin arkasından gelip, Çeşitli kavram kargaşaları ile Milletimizi kamplara bölenler kimlerdir ?

Yoksa Sizinde ve Herkesinde bildiği gibi, Kendini Dünyanın Jandarmalığına çıkarmış olan

Amerika ve İngiliz Siyaseti Terörümüdür ?

 

     Inkılab Kanunumuz olan Tevhidi Tedrisat Kanunu ve Anayasamızın 24 cü maddesi de aynı şartları koyar.

Eğitim ve Öğretimi bazı kavramlar adı altında, Tek yönlü yapmak veya yaptırmak,

birde Eğitim ve Öğretime İdeolojileri karıştırmak, Toplumsal hoşgörüsüzlüğü, cepheleşmeyi,

zıtlaşmayı ve Terörü getirdiği açık ve net olarak ortada değilmidir, ?

 

 

     Tevhidi Tedrisat Kanununun, Laikliğin, Anayasamızın ve 24 cü Maddesinin ve dahi Atatürk İlkelerinin amacı,

Eğitim ve Öğretimi birleştirmektir, Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencileri birleştirmek değildir.

 

     Yani Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu, Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,

Kadınların Kızların, Başını Kıçını açması için değil, İşte Gerçek Laiklik burada başlar,

 

     ATATÜRK TEN sonra, bir şekilde Devleti İdare yetkisini eline geçiren,

Lafta Çağdaş, Aydın ve Laik olarak geçinen, Örümcek Beyinli Bunak ve Karanlık kafalar,

 

     LAİKLİĞİ, Din Eğitimi ve Öğretimi Derslerini diğer derslerden dışlamak,

kısıtlamak ve yasaklamak olarak almakta,

     Anayasamızın Eğitim Öğretimde Eşitlik ilkelerini ve 24 Maddesini,

kendi İdeolojilerine kullanmak olarak almakta,

 

     TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNUNU,

Yani Temel Derslerin ve Din Eğitimi ve Öğretiminin birleştirilmesi Kanununu,

Eğitin ve Öğretimde, Atatürk ve Atatürkcülük adına, Atatürk İlkeleri ve Çağdaşlığı,

Karma Eğitim adı altında Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencilerin birleştirilmesi almakta,

Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencilerin birleştirilmesi kanunu olarak uygulamakta ve uygulamıyorlarmı, ?

Çağdaşlığı, Hayasızlık ve İffetsizlik olarak uygulamıyorlarmı, ?

Lise Kız Tuvaletlerinde, Bebek Ceninleri olarak Önünüze gelmedimi ? Halende Devam etmiyormu ?

 

Bu Olay, Lise ve Üniversite Kız Tuvaletlerinde, Çöplüklerde Bebek Ceninleri olarak önünüze gelmedimi ?

Bu Olay, Gayri Meşru Bebekler olarak Önünüze gelmedimi ?

Bu Olay, Kadın ve Kız Pazarlayan ve Pazarlananlar, Mafyasına düşürülenler olarak önünüze gelmedimi ?

Bu Olay, Namus İntiharları, Namus Cinayetleri, Töre Cinayetleri olarak, Önünüze gelmedimi ?

      Çağdaş Eğitim diyerek Liselerde ders olarak verilmek istenen Cinsellik Eğitiminin sonucu, bu olmayacakmı ?

Bu Olayı, Televizyon Dizileri, Filmleri, Magazin Basını, gayet normal bir yaşam gibi gösterip teşvik etmiyorlarmı ?

Bu Olayı : Öğrencilere Prezervatif dağıtarakmı önlemeyi düşünüyorlar, ?

 

     3 MART 1934 Tarih, 430 sayılı TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU,

2  ARALIK 1934 Tarih, 2596 sayılı BAZI KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU,

18 ŞUBAT 1935 Tarih, 2933 sayılı 2596 sayılı Kanunun tatbik suretini gösterir, NİZAMNAME KANUNU,

Inkılap Kanunlarımız, 5 Şubat 1937 de Kabul edilen Laiklik İlkesinden önce kabul edilmiştir,

Inkılap Kanunları İdeolojik Laikliğe değil, Laiklik, Inkılap Kanunlarına dayanmaktadır,

     Dini : Siyasete alet ediyorsunuz, Din İstismarcılığı yapıyorsunuz, Takiyye yapıyorsunuz,

Bölücülük yapıyorsunuz diyerek, gerek Dini bilgileri, gerek Hukuki bilgileri, gerek Beşeri bilgileri,

gerek Ekonmomi bilgilerini, gerek Tarihimizi, Kaynağından ve Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumlarında

öğrenmemizi ve değerlendirmemizi, Muhakeme edebilmemizi, Doğruyu bulmamızı, İdeolojik olarak engelleyen,

Kökten fanatik Partizan Siyasilerin ve İdarecilerin asli emellerini şimdi anlayabildinizmi ?

 

    ATATÜRKÜN, Cumhuriyet ilkelerinden, Eğitim ve Öğretimi ve Laikliği tanımlaması,

“ En Hakiki Mürşit İlimdir İlkesi, “ Muasır Medeniyet seviyesi “ olarak gösterdiği ilericilik ve çağdaşlık,

yukarıdaki Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ?

     Ruhbanlık Eğitimi ve öğretimi vermeye başlayan Tekke ve Zaviyeleri kapatması,

Ruhbanlık Kurumu olmaya başlayan Halifeliği ve Hilafeti, Yeni Devletimiz kurulduğunda, Resmen kaldırması,

Tevhidi Tedrisat Kanununu Yani Dini Eğitimi ve Öğretiminin Diğer Derslerle birleştirilmesi Kanununu çıkarması,

Dinin, Ruhbanlık Kılığından kurtarılması için, Kılık ve Kıyafet Kanununu çıkarması,

     Anayasamızın 26, 27, 42, 24, 12, 20, 17, 19, 15, 13, 124, 130, 131, 10, 11, 38, 14 ve 5. maddeleri ve

Din Eğitim ve Öğretiminin Birleştirilmesi Kanunu, Tevhidi Tedrisat Kanunu,

yukarıdaki  Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ? Bu Ayet ve Hadisler Şeriat Kanunudur,

 

ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL, İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN

YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,

 

     Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin Peygamberi Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri,

Hadisleri, Sünnetleri Şeriat Kanunudur,  Yazımın Başından Sonuna Kadar olan, Bu Ayet ve Hadisler

ŞERİATI TANIMLAMAKTADIR,  Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Şeriatın Eğitim ve Öğretim Kanunudur,

 

     Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içeren,

Toplum Vicdanını Rahatlatıcı olan Bütün Kanunlar : ŞERİAT YASASIDIR,

Hak, Adalet ve Sosyal Hukuk üzere olan Tüm Yasa ve Kanunlar, Şeriat Yasası ve Kanunudur,

Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içermeyen Yasalar zaten Yasa değildir,

 

     Hiç bir İnsan olamazki, Şayet İslam Dininin, Şeriatın Kendisine verdiği hükümleri,

Kendi Nefsinde tatbik ederek yaşasında, Mahkemeye bir davası düşsün !!!,

     Her İnsan İstesede istemesede, Anlasada, Anlamak istemesede, kabul etsede, kabul etmesede,

ancak ve ancak Şeriat Kanunları Hükmünde yaşar,

İnsanın Dünyaya gelişinden, gidişine kadar Her şey Şeriat Kanununa Tabidir,

 

     Bağıl Nem Oranı, Allahın Yarattığı, Şer i Kanunuyla oturttuğu, Fizik Biliminin ancak 20 Yüzyılda keşfettiği,

Bağıl Nem Oranının, fazlası olan Su Buharının, Yağmur olarak Yeryüzüne yağması, Şeriat Kanunudur,

     Baharda Yaprak açan ve Canlı Kalarak Sonbaharda yaprağını döken ve Sonraki Baharda yeniden

Yaprak açan Ağacın, bu çizelgesi Şeriat Kanunudur, 

     Siz, Keyfiyetinize göre, İstediğiniz zaman, İstediğiniz yere, İstediğiniz kadar,

Yağmur yağdırabilme Kanunu yapabilirmisiniz ? Ağaca Kışın Yaprak açtırması ve Canlı kalarak

Yazın Yaprağını dökmesi, Sonra Kışın yeniden Yaprak açması Kanununu yapabilirmisiniz ?

 

     Akıl, Mantık, Bilim, Demokratiklik, Laiklik, Sosyal Adalet ve Hukuk Sistemine ve İlkelerine,

Çağdaşlığa, İlericiliğe aykırı bir tek Ayet yada Hadis yoktur,

Şu Ayet yada hadis Akla ve Mantığa aykırı diyorsanız, O Konuda sizin Aklınız yada Mantığınız tıkalıdır,

O konuda Aklınızı ve Mantığınızı açmanız lazım, İşine gelmeyen, İşine gelmeyen şeyi anlamak istemez,

anlamaz İşinize gelmeyen, Ayet ve Hadislere, Akla ve Mantığa Aykırı demek,

bunu Söyleyenlerin ve Tastik edenlerin Sapıklığı ve Sapıtmışlığıdır.   

Kendini Akıllı ve Aydın zannedenler ! Bazı şeyleri anlamanız için Size, “ Kıral Çıplak “ diyen bir Çocukmu lazım ?

 

     Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım, demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,

Akıl, Mantık, Bilim, Demokratiklik, Laiklik, Sosyal Adalet ve Hukuk Sistemine ve İlkelerine karşıyım demektir,

     Müslüman olduğunu söyleyen ve kendincede İbadetlerini yerine getirmeye çalışan O İnsan,

Yaptığı İbadetlerin Şeklini ve Zamanını belirten Kanunun, Hangi Kanun olduğunu zannediyor ?

“ Ben Müslümanım, Fakat Şeriata karşıyım “ ifadesinden, daha Ahmakca bir ifade bulabilirmisiniz ?

 

     Her İnsanın bu andan itibaren kendi kendine sorması ve cevaplandırması gereken bir soru ?

“ Ben Ne istiyorum ? Şeriat, Bana Ne veriyor ? Benden bir Şeyler alıyor veya Mahrum bırakıyormu ?

 

ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL,

İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,

 

1983 İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi Mezunu

1987 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu

İslam Mektebi Öğrencisi

S.M.Müşavir  a.k

Eleştirinizi ve Müzakerenizi Site İletişim Butonundan Mail yazın,

GAZİANTEP  /  TURKEY

 

 


 
Copyright © Tüm Hakları Saklıdır www.ilmihalim.com
Hazırlayan FERHAT'IN ŞİRİNİ
 
Tasarım Ve Kodlama  Es Yazılım Bilişim